Türkler ve Müslümanların yaptığı birçok bilimsel çalışmayı günyüzüne çıkarmaya adamış hayatını Prof. Dr. Fuat Sezgin. O da çoğu aydınımız gibi, darbeyle akademisyenlik görevinden alınması üzerine Almanya'ya gitmiş. Belki de bu sayede onun adını bugün biliyoruzdur.
Okuduğum birkaç kitapta da şu anda kullandığımız birçok teknolojik ürünün, bilimsel yöntemin yıllar önce Müslüman âlimler tarafından geliştirildiği yazıyordu. Tabi bunlar kaynak verilmeden ve ayrıntılı bir şekilde anlatılmadığı için "Gerçekten öyle midir?" diye düşünürdüm. Ama ruhu şâd olsun, Fuat Sezgin bu kısa söyleşi kitabında bile çok güzel şekilde açıklamış bunları. Araplar İslam'a geçtikten sonra dinin teşvikiyle bilim ve sanat susuzluğunu hissetmişler. Bunun üzerine bilgi toplama, üretme yolculuğuna başlamışlar. Yunanlar ve Hintlilerden aldıkları bilgileri geliştirmiş ve onları geçmişler. Ve bir bilgiyi aldıklarında aldıkları kişileri hep kaynak olarak göstermişler, onlara üstâd demişler. (Batılılarda ise tam tersi, Müslümanlardan aldıkları bilgileri kendi bilginleri adına yayımlamışlar.)
Tüm bunların detaylarından, bilim ve sanatın insanlığın ortak malı olduğundan, Amerika'yı Müslümanların keşfetmesinden, Türklerin eziklik duygusu hissetmemesi gerektiğinden, kitaplarından, kurmuş olduğu İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesinden ve daha birçok meseleden bahsetmiş söyleşide.
Ayrıca bu söyleşi sayesinde gerçek hayatta hiç konuşma fırsatınız olmasa da sanki birlikte sohbet etmiş gibi hissedebilirsiniz. En azından ben öyle hissettim.
Sefer Turan Çok güzel anlatmış.
