Bilim ve Şarlatanlık

Hüseyin Batuhan

Bilim ve Şarlatanlık Quotes

You can find Bilim ve Şarlatanlık quotes, Bilim ve Şarlatanlık book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Bir hipotezi denetlemek, onu yanlışlamaya çalışmak demektir. Bu da karşıt bir örnek bulmakla sağlanabilir.  Böyle tek bir örnek bile bulunabilirse hipotezi yanlışianmış saymak  gerekecektir, bulunarnazsa -bulunamadığı sürece- hipotezin doğruluğuna inanmaya hakkımız var demektir. Genellikle uzun süre  yanlışlanamayan hipotezlere "bilgi" diyoruz.
Elinizdeki kitabın biri teorik, öteki pratik olmak üzere iki amacı var:  Teorik amaç, kitabın başlığından da anlaşılacağı gibi, "gerçek bilgi"  ile "sözde bilgi" (veya "sahte bilgi") arasındaki aynmlan belirtmek,  pratik amaç ise bu bilgilerin ışığında karşılaşabileceğiniz herhangi  bir fikir veya iddiayı dogru değerlendirmenize, yani o fikir veya iddianın "inanılmaya değer" olup olmadığını saptamanıza yardımcı  olmak. Bu sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Her şeyden önce kişide bir "inanma sorumluluğu" duygusunun varolmasını gerektiri- yor. Bir başka deyişle, kişi "yanılmaktan", dolayısıyla "yanıltılmaktan" çekinen, yani "şüpheci" bir yaradılışta olacak. Zira şüphedlik  doğruluk sevgisinin bir başka yüzüdür. Bu ise hiçbir fikre kolay  kolay inanmamayı, "güç beğenir" olmayı içerir.
Reklam
Uyduruyorsam kör olayım! :D
Efendim, Reich'ın dediğine bakılırsa, "bu doğanın her yerine  işlemiş elektromanyetik olmayan bir kuvvet"miş. "Orgon her an  hareket halindedir, dalga şeklinde ilerler ve genellikle Doğu'dan  Batı'ya doğru nabız gibi atar"mış. Bergson'un elanvital (yaşam kuvveti) dediği türden, ama insanın el atıp kullanabileceği bir kuvvetmiş, rengi de mavi imiş. (Uyduruyorsam kör olayım!)
İnsanlarınn anlamadıkları şeylere inanmaları ne garip!
bir teori ne kadar soyut gibi görünse de, hiçbir zaman gözlemlerle olan göbek bağını koparmamaya dikkat etmek zorundadır.
Ne demiş Oscar Wilde;"Aptallık en büyük günahtır!" Ben de bu söze nazire olarak şöyle diyorum:"Şarlatanlık doğruya,dolayısıyla bilime karşı işlenmiş en büyük suçtur."
Reklam
Bunlar, (Jung'un dediği türden) "psişik projeksiyonlar" olabilirmiş. (Her ne  demekse!)
Bilim/Bilgi felsefesi ve sosyolojisi
Sizin anlayacağınız, bilimin "anatomisi" yerine "patolojisi"ni inceliyorum.
Okurlarına sorulur??
Beni bu kitabı yazmaya iten faktörlerin başında bu durumu  hayretle, hatta bazan "dehşetle" izlemiş olmam geliyor. Lise eğitiminin gençlere doğru dürüst bir "bilim kültürü" kazandırmadığını  eskiden beri biliyordum, ancak "Däniken olayı" bu konudaki karamsarlığımı neredeyse bir umutsuzluğa çevirdi: Nasıl olmuştu da,  geri zekalı bir eski otel katibinin hiçbir iler tutar yanı olmayan baştan aşağı saçmalıktarla dolu olan bir kitabı ("Tanrıların Arabaları")  iyi kötü bir lise eğitimi görmüş, hatta üniversite bitirmiş yüzbinlerce insanın ilgisini çekebilmişti?
RTÜK
Şarlatanlık virüsünün yayılmasında, başta televizyon olmak üzere, iletişim araçlarının büyük "suçu" olduğu bence şüphe götürmez. Açıkçası media  para kazanma hırsı yüzünden, her türlü saçmalığın yayılmasına,  bile bile araç olmaktadır. Elbette gazeteler, dergiler, kitaplar, hatta  televizyon yayınlan özel sektöre ait olduklan ölçüde herşeyden önce "ticari" bir amaç gütmek zorundadırlar, bu nedenle de "en çok  satan" konulara yer vermeden edemezler, bu bakımdan onlann bu  "çıkarcı" davranışlannı bir dereceye kadar hoşgörüyle karşılamak  mümkün. Ancak Dr. Özel ve Ahmet Hulusi gibl tipik şarlatanlann  ve servet avetlannın devlet televizyonuna çıkanlmasına gözyummak mümkün değil, zira devletin görevi halkı eğitmek ve aydınlatmaktır, onun kafasını saçma sapan inanç ve fikirlerle doldurmaya  çalışan insaniann seslerini duyurmalarına aracı ve yardımcı olmak  değil! Bir lise öğretmeni bir tarikatçı şarlatanla birlikte nasıl devlet  televizyonunda boy gösterir? Devlet televizyonunun asıl görevi  şarlatanlıklan ve şarlatanlan "teşhir etmek" değil midir?
Reklam
Bilgisizlik; akıllıları çekingen, akılsızları cüretkâr yapar. Aynı bilgisizlik şarlatana bazen çözümü en güç problemleri çok 'kolay' gösterir.
Pandemide bu tipleri bol bol gördük
Teorik şarlatanlıklarda 'bilgiçlik taslama' eğiliminin ağır bastığı görülecektir. Hatta hiç anlamadıkları, en azından uzman olmadıkları alanlarda yeni bir çığır açma sevdasında olanlar da var. Yüzyılların birikimiyle binlerce aklı başında bilim insanının alın teri ürünü olan en sağlam bilimsel teorileri bir çırpıda alaşağı etmeye kalkışan bu kişiler arasında oldukça bilgili hatta akıllı olanlar bulunmakla birlikte, genellikle uzmanlık alanları dışında boy gösterme hevesine kapıldıkları için 'gülünç' olmaktan kurtulamıyorlar. Ancak bu onların bilgisiz halk yığınlarının gözünde bazen bir 'deha' gibi görülmelerini engellemiyor. Tam tersine, lise hatta üniversite eğitimi görmüş insanlarda bile bazen bu izlenimi uyandırabiliyorlar.
Nasıl ve nereden bildiğini kanıtlayamayan bir kimse bir şey bilmiyor, sadece bildiğini sanıyor demektir. İlerde inceleyeceğimiz bütün şarlatanlarda şunu görüyoruz: Şu veya bu nedenle bir şeye inanıyorlar ve belki de inançları kendilerine çok "açık seçik" göründüğü için birşey bildiklerini sanıyorlar.(Şarlatanlığa bu bakım dan "bilgisel sanrı" -epistemic illusion- da demek mümkün.)
Sayfa 37 - Cogito, YKY
Bu konuda istatiksel bir araştırma yapmış değilim; ancak şarlatanların sayıca halis bilim insanlarından daha kalabalık oldukları, daha da önemlisi, seslerini halka çok daha fazla duyurabildikleri anlaşılıyor. Buna pek şaşmamalı; zira bilim insanları başka bilim insanlarına hitap ettikleri hâlde, şarlatanlar sokaktaki adama seslenirler. Bu nedenle örneğin bizde Niels Bohr'un adını (üniversite bitirmiş olanlar da dâhil) pek az kişi duymuştur ama Däniken'in adını duymayan kalmamıştır. Oysa Niels Bohr, Einstein, hiç değilse Max Planck ayarında bir fizikçidir. Däniken ise bir ortaokul öğrencisi kadar bile fizik ve astronomi bilgisi olmayan "geri zekâlı" biridir.
Sayfa 570Kitabı okudu
Teorik şarlatanlıklarda "bilgiçlik taslama" eğiliminin ağır bastığı görülecektir. Hatta hiç anlamadıkları, en azından uzman olmadıkları alanlarda yeni bir "çığır" açma sevdasında olanlar da var. Yüzyılların birikimiyle binlerce aklı başında bilim adamının alın teri ürünü olan en sağlam bilimsel teorileri bir çırpıda alaşağı etmeye kalkışan bu kişiler arasında oldukça bilgili, hatta akıllı olanlar bulunmakta birlikte, genellikle uzmanlık alanları dışında boy gösterme hevesine kapıldıkları için, "gülünç" olmaktan kurtulamıyorlar. Ancak, bu onların bilgisiz halk yığınlarının gözünde bazan bir "deli" gibi görülmelerini engellemiyor. Tam tersine, lise, hatta üniversite eğitimi görmüş insanlarda bile bazan bu izlenimi uyandırabiliyorlar.
Sayfa 13 - Önsöz, Cogito, YKY
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.