Bilim ve Şarlatanlık

Hüseyin Batuhan

Newest Bilim ve Şarlatanlık Quotes

You can find Newest Bilim ve Şarlatanlık quotes, newest Bilim ve Şarlatanlık book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Boş ve Temelsiz Fikirlerden Kurtuluş, Ama Nasıl?
Sonuç olarak şunları söyleyebilirim: Eğitim sistemimizde bazı köklü değişiklikler yapıp yeni yetişenlerde bilgiye karşı ilgi hatta 'sevgi' uyandırmadıkça, insanları boş ve temelsiz fikirlerin salgınından korumak mümkün değildir. Oysa iyi yaşamaktan, daha doğrusu, gününü gün etmekten başka bir şey düşünmeyen insanların oluşturduğu bir toplumda bu tür köklü değişikliklere gidilebileceğini sanmıyorum. Öyle görünüyor ki hiç değilse daha uzunca bir zaman için insanları aptallıktan kurtarmak mümkün olmayacak, oysa Oscar Wilde'ın dediği gibi, bence de “Aptallık en büyük günahtır.”
Sayfa 600
Bilim ve Sanata Verilen Değer Arasındaki Bağlantı
Kim ne derse desin, ben bir milletin gerçek bilime verdiği değerle gerçek sanata verdiği değer arasında bir paralelliği olduğu kanısındayım. Doğruyu yanlıştan ayırt etme konusunda gereken titizliği gösteremeyen insanlar sanat alanında da 'güç beğenir' olamazlar.
Sayfa 600
Reklam
Şarlatanlara Kanmak Bilgisiz Olmakla mı İlgili?
İnsanlar bilgisiz olduklarından değil, şüpheci olmadıklarından ötürü en basit şarlatanlara bile kanabiliyorlar.
Sayfa 588
Eski Mucizeleri Yeni Tarzda Sunmak
Günümüzde eski mucizelerin yerini insanlara 'bilimsel' bir ambalaj içinde sunulan yenileri almış bulunuyor. Öyle ya, ne de olsa çağımız bilim çağı, herkes okulda iyi kötü bir bilim eğitimi görüyor, dolayısıyla günümüz insanına mucizevi olayları -eskisi gibi- salt 'mucize' diye yutturmanız pek mümkün değil. Bu durumda bu olayları onlara şimdiye kadar bilimin açıklayamadığı 'nadir' olaylar gibi göstermeniz şart.
Sayfa 581
Uzmanlık Alanı Dışındaki Durumlarda Bilim İnsanları
Bugün bilimde uzmanlaşmanın akıl almaz boyutlara vardığını biliyoruz. Bu nedenle en büyük bilgin de - uzmanlık alanı dışında- 'sıradan adam'dır. Bilim insanları kendi uzmanlık dallarında aldanmamaya ve aldatılmamaya büyük özen gösterirler; her yeni fikri didik didik etmeden kabul etmemeleri bundandır. Bir yazının teknik bir dergide yayımlanmadan önce ne sıkı bir denetimden geçtiğini biliyor olmalısınız. Sizin anlayacağınız, yeni bir görüşün fikir piyasasına çıkabilmesi bile başlı başına bir sorun. Ama ne yazık ki bu titizlik ve güç beğenirlik uzmanlık alanlarıyla sınırlı kalıyor. Dolayısıyla bir fizikçi biyolojiye, bir biyolog astronomiye, bir astronom tıbba ait bir görüş karşısında -eğer yaradılıştan şüpheci değilse veya 'şüpheciliği' temel bir tavır olarak benimsememişse- “aptalca” davranabiliyor. Bilim insanları - yetişmeleri gereği- genellikle şüpheci bir tavır takınmaya alıştırıldıkları için, nadir olarak aptallaşırlar ama bu dediğimiz de daha çok yaratıcı, üretici, yani “araştırıcı” bilim insanları için geçerli. Üniversite bitirenlerin çoğunluğu 'bilgi tüketicisi' durumunda oldukları ve bilgiyi bir geçim aracı olarak değerlendirdikleri için, her türlü aldanma ve aldatılmaya açık durumdadırlar.
Sayfa 573
Her Gördüğüne İnanma Hastalığı
Her gördüğüne, duyduğuna ve okuduğuna inanıveren insan, ne kadar bilgili hatta zeki olursa olsun, 'aptal'dır. Bilgi ve zekânın inanıverme eğilimini kösteklemekte büyük rolü olduğu şüphe götürmez. Ama aldanmaktan ve aldatılmaktan korunmak için bilgi ve zekâ da yeterli değil. Burada asıl önemli olan, insanın her gördüğü, duyduğu veya okuduğu şey karşısında ilkin şüpheci bir tavır takınabilmesi, bunun için de hemen kendine “Acaba bu doğru mu?” sorusunu sorabilmesi!
Sayfa 572
Reklam
44 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.