2019 Nisan

Bilim ve Teknik - Sayı 617

Bilim ve Teknik Dergisi

Bilim ve Teknik - Sayı 617 Gönderileri

Bilim ve Teknik - Sayı 617 kitaplarını, Bilim ve Teknik - Sayı 617 sözleri ve alıntılarını, Bilim ve Teknik - Sayı 617 yazarlarını, Bilim ve Teknik - Sayı 617 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünya dışı yaşam alanı oluşturma çalışmaları günümüzde hızla devam ediyor. Ancak inşa edilecek yerleşkede yaşam destek ünitelerinin oluşturulması ve devamlılığı son derece önemli. İşte tam da bu noktada henüz çok telafuz edilmeyen ancak gelecekte dünya dışı yaşamda (egzobiyolojik) önemli yaşam desteği sağlayabilecek jipsofitler ön plana çıkacak
Sayfa 69
Tezimi hala savunuyorum : "Güneşin konumunu değiştirmeliyiz."
Güneş Sistemi’nin en büyük kütleli cismi Güneş, sistemin toplam kütlesinin %99,9’una sahip. Diğer tüm gezegenlerin, göktaşlarının,kuyrukluyıldızların ve yapıların kütleleri toplamı ise Güneş’in yalnızca binde biri kadar. Konuyu fazla dağıtmadan ilginç bir sayısal benzerlikten bahsedelim: Dünyada tüm gereksinimler için kullandığımız enerjinin %99,9’u güneş enerjisi kaynaklı. En basitinden, güneş enerjisi olmasa fotosentez olmaz, soluduğumuz oksijen tükenir; güneş enerjisi olmasa tarım yapılamaz, açlıktan telef oluruz. Uğruna savaşlar yapılan yeryüzü kaynaklı enerji ise toplam ihtiyacın sadece binde birini karşılıyor.
Reklam
"İki olasılık mevcut. Ya evrende yalnızız ya da değiliz. İkisi de eşit derecede ürkütücü.” Arthur C. Clarke, bilim kurgu yazarı
96 syf.
·
Puan vermedi
Bilim ve teknik dergisini ilkokuldan beri takip eden birisi olarak söyleyebilirimki güncel konulara daha fazla değinmekle beraber gelişmesi konusunda yetersizlikler hatta gerileme mevcut
Bilim ve Teknik - Sayı 617
Bilim ve Teknik - Sayı 617Bilim ve Teknik Dergisi · Tübitak Yayınları · 201944 okunma
“İki olasılık mevcut. Ya evrende yalnızız ya da değiliz. İkisi de eşit derecede ürkütücü.” Arthur C. Clarke, bilim kurgu yazarı
Tubitak YayınlarıKitabı okudu
İlginç
1987 yılında, Avustralya’nın Sydney kentindeki bir banliyöde bulunan bölge hastanesinde alerji bölümü başkanı olan Dr. Sheryl van Nunen bir tür bulmacayla karşı karşıya kaldı. Meslektaşları arasında esrarengiz anafilaksi (hayati tehlike yaratabilen şiddetli alerjik reaksiyon) vakalarını çözmekteki başarısıyla bilinen van Nunen bu kez geceleri uykusundan şiddetli bir alerjik reaksiyonla uyanan bir adamın durumuyla ilgileniyordu. Dr. van Nunen bunun sıra dışı bir durum olduğunu hemen anlamıştı çünkü çoğu alerjik reaksiyonun alerjene maruz kalınmasından kısa süre sonra ortaya çıktığını biliyordu. Önce hastanın alerjen olabilecek bazı bariz etmenlere karşı alerjik tepkisini test etti. Bu testler negatif sonuç verince de hastanın tıbbi geçmişini inceleyip hastanın yatmadan önce yediği her şey için deri alerji testleri yaptı. Sonuçta pozitif sonuç veren tek olası alerjenin kırmızı et olduğunu gördü. Van Nunen yıllar içinde çok sayıda benzer vakayla karşılaştı. 1990’lar boyunca buna benzer 6 vaka daha gördü, 2003’e gelindiğinde aynı sorundan muzdarip en az 70 hastaya daha rastlamıştı. Hepsi de birkaç saat önce yedikleri etten etkilenmişlerdi. Duruma bir açıklama getirmeye çalışan van Nunen, hastalara kendilerinin ya da ailelerinin etten başka bir şeye karşı reaksiyon gösterip göstermediğini öğrenmek amacıyla sorduğu çok sayıda soruya aldığı cevaplardan hastaların çoğunda kene ısırığı öyküsü olduğunu fark etti. İşte, kırmızı et alerjisiyle kene ısırıkları arasında bir ilişki olabileceği ilk olarak van Nunen tarafından öne sürüldü.
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.