Bağırsağımızda yararlı ve zararlı bakteriler bir arada bulunur ve bunlar arasında
bir denge vardır. Buradaki yararlı bakteriler vücudumuzdaki metabolik faaliyetlere katkı sağlar. Özellikle stres ve çeşitli hastalıklar bağırsağımızdaki bakteri dengesini bozabilir ya da
bakteri dengesi bozulduğunda çeşitli hastalıklar
ortaya çıkabilir. Dolayısıyla, bu dengeyi korumak
için “probiyotik” denilen bakterileri içeren gıdalara (yoğurt, kefir, peynir vb.) ya da probiyotik
bakteri takviyelerine ihtiyaç duyabiliriz. Yunanca kökenli olan ve “yaşam için” anlamına gelen probiyotik sözcüğü, besinlerle beraber veya destek
şeklinde yeterli miktarda alındığında tüketenin sağlığına faydası olan canlı mikroorganizmaları
tanımlamak için kullanılır. Bu bakterilerin sağlımıza katkıları bağışıklık sistemini düzenlemeleri, bağırsak yüzeyine tutunup hastalık yapan mikroorganizmalarla rekabet ederek bağırsakta
zararlı mikroorganizmaların çoğalmasını engellemeleri ve çeşitli antimikrobiyal maddeler üretebilmeleri şeklinde özetlenebilir.
Temiz su kaynaklarındaki azalma küresel ölçekte kaygı verici boyutlara ulaşıyor. 2025 yılına kadar dünya nüfusunun üçte ikilik kısmının tatlı su kıtlığı yaşayabileceği öngörülüyor.
Dijitalleşmenin getireceği verimlilik ve ekonomik büyüme üzerindeki etkiler ve sosyal değişimler ile birlikte 2030 yılına kadar 8,9 milyon yeni iş oluşabileceği öngörülüyor.
Sanal gerçeklik (Virtual Reality -VR) ve artırılmış gerçekliğin (Augmented Reality -AR) birlikte kullanılmasına Karma Gerçeklik (Mixed Reality -MR) deniyor. Karma gerçeklikte özel gözlükler veya akıllı cihazlar yardımıyla kameralardan alınan görüntüyle sanal
nesneler bir arada kullanılıyor. Kimi zaman kamera
görüntüsü hologram gibi sanal bir ortama aktarılıyor, kimi zaman da sanal nesneler kameradan alınan
görüntüye yerleştiriliyor. Bu sayede uzaktan çalışma,
birlikte tasarım ve geliştirme yapma gibi süreçler daha verimli yürütülebiliyor. Ancak bu teknolojinin pratik kullanılabilmesi için mevcut yazılım ve donanımlar henüz yetersiz. Bilişim teknolojilerinde akıllı telefonlardan sonraki dalganın karma gerçeklik olacağı
düşünülüyor. Bu nedenle birçok büyük bilişim firması
bu alanda çalışmalar yapıyor. Teknoloji düzeyini gösteren bu çalışmalara ait örnek uygulamalar ilgi çekici
olsa da pratikte kullanılabilecek düzeyde olgunlaşmış
ürünler henüz yaygın değil.
Küresel ısınmayı engellemek için çaba gösterilmemesi durumunda 2100'e gelindiğinde Kuzey Yarım Küre'de senenin altı ayında yaz mevsimi yaşanacağını, kışların uzunluğununsa iki ayın altına düşeceği öngörülüyor.
Eskiden gece gökyüzüne baktığımızda Ay, parlak yıldızlar ve Güneş Sistemi'ndeki gezegenler dikkatimizi çekerdi. Ancak son zamanlarda işler biraz değişti. Dünya'nın yörüngesine o kadar çok uydu gönderildi ki artık gece gökyüzünde çok sayıda yapay uydu görmeye başladık.