§
"Renk körlüğü tıp dilinde “daltonizm” diye geçer. 'Dalton' renk körüydü,
zamanının bir bölümünü bu hastalığı incelemekle geçirmişti. Bir ödül
töreninde kralın önüne çıkacaktı. Renkli diz bağı, tokalı ayakkabı, elinde kılıç
protokol gereğiydi. Oysa bağlı olduğu Quaker tarikatı buna izin vermiyordu.
Dalton, çözümü bir süre önce Oxford Üniversitesi’nce kendisine giydirilen onur cübbesine bürünmekte buldu. Cübbenin yakasının kırmızı olması başka
bir sorun olabilirdi; ancak, Dalton için yaka kırmızı değil yeşildi.
Dalton’un çalışmalarıyla kimyanın matematiksel bir nitelik kazandığı, bir
bakıma fizikle birleştiği söylenebilir. Maddenin elektriksel olduğu
düşüncesini de ona borçluyuz. Çağımızda atom enerjisine ilişkin buluşların
kökeninde Dalton’un payı büyüktür. Dalton, kendi gününde olduğu gibi
günümüzde de süren etkisiyle bilim dünyasında saygın konumunu
korumaktadır."
§
Uzun yaşamımda öğrendiğim bir şey var: Gerçeklikle ölçüştürüldüğünde tüm bilimimiz ilkel ve çocukça kalmaktadır; ama yine de sahip olduğumuz en değerli şeydir, bilim!
§
"İrlanda kökenli Robert Boyle bilimsel yaşamını öğrenim
gördüğü ingiltere’de sürdürür. Zengin ve kültür düzeyi yüksek bir ailenin tüm
olanaklarıyla büyüyen Robert daha küçük yaşında Latince, Yunanca ve
Fransızca öğrenmişti. Onbir yaşma geldiğinde Avrupa’nın başlıca bilim ve
kültür merkezlerini gezme ve tanıma olanağı bulur. Ondört yaşında İtalya’ya
gider. Canlı ve renkli yaşamıyla bir çok yönden göz kamaştıran bu Akdeniz
ülkesinde gezip tozup eğleneceğine, Galileo’nun çalışmalarını incelemeye
koyulur. Sonunda öylesine büyülenir ki, İngiltere’ye döndüğünde yaşam planı
çizilmiş, hedefi belirlenmiştir, artık! Delikanlı için bundan böyle yaşam bilime
verildiği ölçüde anlamlıdır."
§