Günü gününe yaşayan ilkel bir toplumda karmaşıklık azdır, ama bağlılık daha güçlü değilse de aynı güçtedir, çünkü bu toplumda bir ürün fazlası, bir rezerv bir süre için yararlanılabilecek bir yedek yoktur.
Statüye ve rütbeye göre ayrım,sınıfların ve kastların oluşumu ilk kültür aşamalarında ortaya çıkmaz.Bunları servetin artması ve askersel gücün gelişmesiyle birlikte, fetihlerle bağlantılı olarak, ayrıca ahlaki katmanlaşma dolayısıyla buluruz.
Diğer hayvanlarla karşılaştırıldığında insanın bedensel donanımı gerçekten sınırlıdır.Pençe, keskin diş, zehir bezi gibi doğal silahları yoktur. Dişleri odun kırmak veya taş parçalamak için çok zayıf kalır, elleri toprağı eşelemeye veya avını öldürmeye uygun değildir.Ama insan bunlara karşılık kendine, uzaktaki bir hedefi bile vurabilecek,ağır,keskin silahlar yapar.Kazı aletleri, yerdeki,havadaki sudaki avı öldürecek araçlar bulup geliştirir. Hayvanların kürklerini alır, bitki liflerinden kumaşlar dokur .Pozitif yanlar, yani çevreden bu düzenli ve sürekli yararlanmanın insana sağladığı avantajlar açık ve çok büyüktür.
Bazı kültürlerde, cinsel sapıklık,sara ya da histeri eğilimi gibi ruhsal veya fiziksel anormallikler de bir grup örgütlenmesi için temel oluşturuyor, bazen şamanlikla birleşerek, bazen de yasalarin kısmen dışında kalan kastlar oluşturarak.