Gizemli bir kadının onu tanımayan ünlü R'ye yazdığı mektuptan oluşuyor kitabımız.
Tanınmış roman yazarı R' doğum gününde aldığı isimsiz ve adressiz mektubu incelerken; "Sana, beni asla tanımamış olan sana," diye başlayan satırları hayretle okumaya başlıyor. Kendisine olan aşkı, masumiyeti,özlemi, acıları, korkuları, yalnızlığı, tutkuyu ve bir insana duyulan derin hisleri okuyor yazılan satırlarda.
Mektubu, ona deli divane aşık bir kadın yazmıştır. Bu öyle bir aşktır ki, beşikten mezara desek galiba yanlış olmaz. Kadın, çocukluğundan itibaren yazar R'ye aşıktır. Onunla karşılaşabilmek için ailesinden ayrılır. ilk birlikte oldukları zaman hamile kalır, akabinde çocuk doğar, babasından habersiz, fahişelik yaparak çocuğu büyütür. Bunları yaparken de yine R.ye aşıktır. Birlikte olduğu kişiler, kadına evlilik teklif ettikleri zaman, sırf R. geri dönebilir diye teklifleri reddetmiştir. En son, yazar R'nin bir sene önceki doğum gününde bir yerde karşılaşırlar, R.yine tanımaz, bir yabancı gibi onunla birlikte olur...
..
Benim bu kitabı okurken hissettiklerime gelirsek: şaşırdım öncelikle.Çünkü erkek bir yazarın kadın karakterin dilinden tüm ayrıntılarıyla hissiyatları ile aşkı betimlemesi şaşırtıyor.Sonrasında ise düşündürdü,gerçekten böyle bir aşkın olup olamayacağı konusunda..Sonuç olarak anlatılan aşkı biraz abartı ve ütopik bulduğumu söylemeden edemeyeceğim:)