Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bilinmeyen Osmanlı

Ahmet Akgündüz

Bilinmeyen Osmanlı Sözleri ve Alıntıları

Bilinmeyen Osmanlı sözleri ve alıntılarını, Bilinmeyen Osmanlı kitap alıntılarını, Bilinmeyen Osmanlı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rusya ve İngiltere'de bir Müslüman memur bile yapılmazken, Ermeniler Osmanlı ülkesinde bakan da olabiliyorlardı. Buna rağmen, hak ve hürriyet diyerek terör estirmeye başladılar. Yüzlerce Müslüman köyünü basarak çoluk çocuğun kanını döker oldular.
Sayfa 269Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı Devleti maddi değerler üzerine değil , manevi değerler ve bütün insanların iki dünya mutluluğunu temin etme mefküresi üzerine kurulmuş bir devlettir.
Bir adamın kıymeti himmeti nisbetindedir. Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek başına bir millettir. Bir ferdin himmeti milleti olabilmesi için, o ferdi milletine bağlayan kuvvetli bağlar ve şahsi hayatını milletin hayatına tercih ettiren önemli sebepler bulunmalıdır. Bu önemli sebepler ve kuvvetli bağlar, manevi değerlerden başkası olamaz. O halde manevi değerler ile ordusunu techiz etmeyen bir millet, gelecekte her an tehlikelere maruz kalır ve varlığını sürdüremez. Bu manayı tarihe bakarak, daha da müşahhas hale getirebiliriz.
Paris'te gayr-ı meşru eğlence aleminde çıplak bir kadının giydiği elbiseyi överler; tarihe altın sayfalar yazdırmış olan muhterem bir hocanın veya kâdî'nin elbisesini yererler.
Sultan Abdülhamid, 30 yıl devam ettirdiği bu idareyi kaba kuvvete dayandırmamıştır. Onu istibdâd ile suçlayan İttihadçılar, asıl kendileri kaba kuvvetle istibdâd idaresini sistematik hale getirmişlerdir. Elbette ki Osmanlı zâbıtası denilen polis kuvvetleri iş başında olmuştur; hafiyye tabir edilen istihbârât elemanları işe karışmıştır; ancak II. Abdülhamid, orduyu iç siyasette aslâ kullanmamıştır ve en önemlisi de muhâlifleri için sürgün cezasından başka bir yola başvurmamıştır. Orduyu sadece devlete isyan eden isyancılara karşı (Ermeniler gibi) kullanmıştır. İç siyasette orduyu kullanmak ittihâdcıların marifetidir... Abdülhamid’in hilâfet ve ittihâd-ı İslâmı kullanmaktaki dehası, dostları ve düşmanları tarafından kabul edilen müstesna bir özelliğidir.
Sayfa 275 - 163.soruKitabı okudu
Reklam
Erzurumlular, "Misafiri yola vurmak" tabirini kullanırlar; herhalde bundan, misafiri kaldırıp yola çarpmak değil, uğurlamak manası anlaşılmalıdır.
Sayfa 102Kitabı okudu
Zira her musibet bir cinâyetin neticesidir.
Eğer meşrûtiyet , ittihadcıların istibdadından ibaret ise ve şeriata muhalif hareket etmek ise, bütün dünya şahid olsun ki, ben mürteciyim.” -Bediüzzaman Said Nursi-
Önemle ifade edelim ki, Gutenberg, matbaayı 1455 yılında icad etmemiştir. Zira baskı sanatı 8. Yüzyılda Çin’de ve bazı araştırmacılara göre özellikle Uygur Türklerinde ortaya çıkmıştır. Blok baskının Avrupa’ya taşınmasında, Çinlilerden ziyade Uygur Türklerinin payı olduğu, artık ilim alemi tarafından kabul edilmektedir. Gutenberg hareketli harfleri de icad eden birisi değildir. Zira bunu 14. Yüzyılda ilk kullanan Uygurlar ve Koreliler olmuştur. Bu manada baskı Avrupa’ya 14. Yüzyılda gelebilmiştir. Maalesef, 14. yüzyılda gelen baskı teknikleri, Gutenberg’in gayretleriyle İncil’in de basılabileceği bir matbaa haline ancak 1455 yılında yani 15. Yüzyılda gelebilmiştir.
Sayfa 212Kitabı okudu
94 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.