Bu grilik, varını yoğunu sömürüyor; içinde tükenmeye yüz tutmuş şeyleri de kurutuyordu. Kendisini hürriyeti demir kafesler tarafından elinden alınan kanatlı hayvanlar gibi hissediyordu.
Merhabalar Ezgi Su Yıldırımın yazmış olduğu Bilinmezlik Senfonisi Kaçış kitabının yorumu ile geldim.
Kitap dünyada gerçekleşek tufandan sonra Atherionların insanları kurtarıp, başka gezegenlere koloniler halinde yerleştirmesi ile ilerliyor.
Aesir, kendi içinde çok katı kuralları olan bir askeri birlik. Aedan ise herşeyden sıkılmış, ama bir o kadar başarılı bir asker. Hiç ummadığı bir anda kendini Carina ve Shawn aşk üçgeni arasında bulur.
Bakalım Aedan bu üçgenden nasıl kurtulacak?
Oxeaklılar ise evrendeki kötücül, cani kesim. Oxeaklılar, Atherionların tapınağında yaşayan olağanüstü güçleri olan Aria'nın varlığını öğreniyor ve onu ele geçirmek için acımasız bir saldırı düzenlerler. Aria'yı kurtaran Kean ile macera dolu bir kaçış başlar.
Ben kitabı çok beğendim. Kitabın ilk 140 sayfasında yazar kitapla ilgili geniş bilgilerle başlıyor. Aslında o bilgilerle başlamak iyi olmuş. Evrenlerin kurallarını nasıl bir yerde yaşadıklarını öğreniyoruz. Ondan sonrası ise tam bir heyecan patlaması.
Kitap da Carina ve Shawn hiç sevmedim. Özellikle Shawn serinin ikinci kitabında uslu durmayacak gibi geliyor.
Aedan sen ne yaparsan yap senin yerin bende hep ayrı.
Siz de gezegenler arası olan olayları, Arilalleena ve Kean dünyasını merak ettiyseniz okuyun, okutturun derim
Kean'a bakmak bataklığa düşmek gibiydi. Baktıkça daha çok bakası geliyordu insanın fakat battıkça da daha derine batılıyordu. Kişi, bunun kendisi için korkunç bir deneyim olacağını bile bile batmaya devam etmek isteyebilirdi; çünkü tipki bataklık gibi içinde barındırdıklarını, bugüne dek neleri derinliklerine hapsettiğini çılgınlar gibi merak edebilirdi.
"Bu sadece başlangıç." dedi mahlukat en korkunç kâbuslardan da ürkütücü sesiyle..
Çığlıklar...
Kulak zarına cellat canhıraş çığlıklarının yankısı sonsuz bir döngü gibi sürmekteydi...