Bin Yüz Bir İnsan

Aret Vartanyan

Bin Yüz Bir İnsan Hakkında

Bin Yüz Bir İnsan konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
1/10
1 Kişi
Okunma
Beğeni
111
Görüntülenme

Hakkında

Birkaç kitabın arkasını çevirip bakıyorsun ve yine kendini arıyorsun. Yaşamında yapmak isteyip de yapmadığın ya da yapamadığın ne kadar çok şey var. Oysa istemediğin birçok şeyi yaşadın ve yaşamaya devam ediyorsun. Peki ya sen kimsin? Gerçekten ne istiyorsun? Seni tanıyorum. Kırgınlıklarını, hayal kırıklıklarını, hayallerini, yaşadıklarını ve yaşayacaklarını biliyorum. Çünkü elinde tuttuğun bu kitabı sen yazdın. Her gün onlarca role girerken, kendi kuklalarımızı yaratıyoruz. Kendimizden yarattığımız, günlük hayatta oynattığımız onlarca kukla. Her rolün bir kuklası var. Bir insanın, bin farklı yansıması… Bir bedende kaç kişisin? Bu kez benim yaşadıklarımda seni anlattım. Seni, bugüne kadar yaşamadığın bir yolculuğa davet ediyorum. Bittiğinde dünya bambaşka olacak. Bu sefer kendin için bir şey yap. Hiç değilse bir kez bu kadar düşünme… Eğer istersen benimle gel.
Türler:
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 56 dk.Sayfa Sayısı: 280Basım Tarihi: 22 Mart 2024Yayınevi: Üçüncü Göz Yayınları
ISBN: 9786259422954Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Aret Vartanyan
Aret VartanyanYazar · 11 kitap
İstanbul’da, mütevazi bir ailenin tek çocuğu olarak dünyaya gelen Aret Vartanyan, küçük yaşlarda yazmaya başladı. Ermeni, Rum, Müslüman, Musevi, Hristiyan, Alevi üyeleri ile küçük yaşta çokkültürlülüğü deneyimleyen Vartanyan, ilkokul sıralarında yazdığı kısa hikayeleri zımbalayarak çevresiyle paylaşır. Ortaokul sıralarında felsefe, psikoloji ve sosyoloji ile ilgilenmeye başlar ve sonrasında insanı, varoluşunu ve yaşamı irdelemeyi, kendi yaşam yolculuğunun odağına taşır.rnrnÜniversite yıllarında, birçok yerel/ulusal yayınlarda yazıları yayınlanmaya başlayan Aret Vartanyan, 1998 yılında internet sitesini kurarak yazdıklarını geniş kitlelerle paylaşır. Ailesinde,İstanbul’da ve özellikle Beyoğlu sokaklarında insana ve yaşama dair gözlemlerini kalemine ustalıkla yansıtan Aret Vartanyan, 2008 yılında ilk kitabı Sen ve Ben ile kısa zamanda onbinlerce okura ulaştı.rnrnİnsana ve yaşama ayna tutan bir sohbet olarak tanımladığı Sen ve Ben, insanın kendini tanımadan, kendi gerçekliğini farkedip ifade edemedikçe dünyayı ve evreni anlamlandıramayacağını, yaşamında farkındalığını bulamayacağı iddasını sayfalarına taşıdı. Yaşamında ve yazdıklarında klişelerden, kalıplardan uzak durmayı tercih eden ve düşüncelerini cesurca paylaşan Vartanyan, korkularıyla, kalıplarıyla, önyargılarıyla kendi yarattığımız kafesi anlamamızı ve çıkış yolunu nasıl bulacağımızı Sen ve Ben’de samimi bir üslupla anlattı. Okurlardan gelen binlerce epostayı tek tek yanıtlayan Aret Vartanyan, Sen ve Ben ile başlayan sohbeti, kitabın ve yazar-okur ilişkisinin ötesine taşıdı.rnrnAret Vartanyan’ın ikinci kitabı ise bu kez aşık olduğu kadın olarak tanımladığı İstanbul’u içine kattığı Bir Nefes istanbul oldu. Ülkemizin önce gelen yazar, sanatçı ve gazetecilerinin önsözleriyle başlayan Bir Nefes İstanbul, bu kez İstanbul ekseninde kendimizi arayışımızı anlatırken, önyargılardan, etiketlerden uzaklaştığımızda birarada yaşamanın nasıl birşey olacağını okurlarıyla paylaştı. Bir Nefes İstanbul, hepimizin aynı gemide nasıl yol yol aldığını okurlarına anlatırken, Anadolu’nun gerçek zenginliğinin farklı renk, kültür ve inanç zenginliğinde yattığının altını kalın çizgilerle çizdi.rnrnMarmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Vartanyan, İngiltere’de Oxford ve Londra’da eğitimini sürdürdüğü sıralarda Kişisel Gelişim kavramına odaklandı. Kişisel Gelişim çalışmalarında insanın iç dünyasına verilmesi gereken önemin verilmediğine inanan Vartanyan, Kişisel Dönüşüm yaklaşımı üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. 2009 yılında Yaşam Atölyesi çatısı altında çalışmalarını başlatan Aret vartanyan’a göre, bireyin yaşanmışlıklarını, duygularını ve farklılıklarını dikkate alarak iç dünyasına eğilmeden yapılan çalışmalar, temeli sağlam olmayan bir ev inşa etmekten öteye geçemiyor ve ilk sarsıntıda yıkılması kaçınılmaz.rnrnGünlük yaşamın bir yarışa dönüşen yoğunluğunda, mesaj bombardımanın ve dünyanın getirdiklerinin altında yaşadıklarını 15 yıllık profesyonel iş hayatında kendisi de deneyimleyen Vartanyan, iç dünyamız ile dışarıdaki dünyanın dengelenmesi ile kendi kişilik ve isteklerimiz doğrultusunda yaşamımızı nasıl inşa edebileceğimizi Yaşam Atölyesi çalışmalarında paylaşıyor. Birkaç yıl süren sınıf eğitimleri, günlük seminerler, kurumsal çalışmalar ve online buluşmalarla iki yıl içinde yüzbinden fazla katılımcıyla buluşan Yaşam Atölyesi, 2011 yılında Türkiye’nin dışına çıkarak Londra ve Newyork başta olmak üzere dünyaya açıldı.rnrnAret Vartanyan’ın üçüncü kitabı Bir Yüz Bir İnsan ise, ‘Bir Bedende Kaç Kişi Yaşıyoruz? sorusuyla okurlarını karşılıyor. Yaşama, varoluşumuza, günlük hayata, aşka farklı pencereler açan Bin Yüz Bir İnsan, her gün büründüğümüz onlarca rolün zihnimizde, ruhumuzda ve bedenimizdeki yansımalarını bir hikaye kurgusunda anlatırken, dünyayı algılama şeklimizi ve kendimizi keşfederek, değiştirerek neler yapabileceğimizi gözler önüne seriyor.rnrnİçeriğinden kitap kapağına, müziği, videosu ve farklı uygulamalarından okura sunulma aşamasına kadar bir çok ilki beraberinde getiren Bin Yüz Bir İnsan, Gökhan Kırdar’ın müziğiyle cümleleri notalara da taşıdı. İstanbul’da farklı lokasyonlarda kurulan 7 ayrı sette çekilen Bin Yüz Bir insan videosu, Türkiye’de bir kitap için çekilen ilk büyük prodüksiyonlu kısa film olma özelliğini taşıyor.rnrnAret Vartanyan, Bin Yüz Bir İnsan’da da okurlarıyla paylaştığı gibi, insanın odağında olmadığı her ideolojinin, yönetimin, projenin bütünlükten uzak olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Her bir insanın etiketlerinin arkasına geçildiğinde, sevgiyi, yüksek yaşam standardını koşulsuz hakettiğine dikkat çeken Vartanyan, bugün dünyada yaşanan her şeyin insanlığın bir yansıması olduğunu ifade ediyor. Bireylerden oluşan dünyayı, bugünkü görünümünden kurtarmak, kendi ifadesiyle dünyayı cennete dönüştürmek ise ise, yine bireyin kendisinden başlıyor.rnrnKendini bilen ve kendi değerlerini koruyarak, kendi olmayı başarıp paylaşarak, bireyin önce kendi içinde ve yakın çevresinde birçok şeyi değiştireceğini ifade eden Vartanyan, kendimizde ve yakın çevremizde başlayan değişimin kelebek etkisiyle tüm insanlığa yayılacağına inanıyor.rnrn‘Ben gerçekleştiğini fiziksel ömrümde göremeyeceğim bir ütopyaya yürüyorum. Tek bir kişiyi bile dışarıda bırakmadan insanın hakettiği yaşamı ve hayallerinin gerçekliğini sunan, sevgi üzerine kurulmuş, bireyin kendi olarak, kendini ifade ederek yaşadığı ve paylaştığı bir dünyayı yaratmak için paylaşıyorum. ‘