Osmanlı Genelkurmayında Alman Komutanların Emrinde

Binbaşı Abdürrauf’un Harp Günlükleri

Abdürrauf Bey

Binbaşı Abdürrauf’un Harp Günlükleri Sözleri ve Alıntıları

Binbaşı Abdürrauf’un Harp Günlükleri sözleri ve alıntılarını, Binbaşı Abdürrauf’un Harp Günlükleri kitap alıntılarını, Binbaşı Abdürrauf’un Harp Günlükleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cafer Tayyar Bey ileriye tekrar muharebeye gidilmesini yoksa vurduracağını söyledi. Ve orada bulunan kıt'a-i askeriyeyi silah başına ettirip bizim üzerimize ateş ettirdi. Herkes kaçmaya başladı.
Sayfa 61 - Balkan savaşında Çatalca cephesinde ordumuzun durumu
"Çok donduk efendi çok, aman efendi sen bilirsin." Hey yarabbi bu ne hal? Nöbetin ne demek olduğunu henüz anlamamış olan bu heriflerle ben böyle ileri hatta bir bataryayı nasıl muhafaza edebilirim?
Sayfa 50 - Balkan savaşı esnasında Çatalca cephesinde ordunun durumu.
Reklam
...3 Kasım 1918 tarihli günlük kaydıdır: "Bugün von Seeckt paşa Almanya'ya gitti. Evrak-ı resmiyeyi de beraber götürdü. Bu babda Cevat Paşa'ya takrir verdim." Burada kasdedilen Almanların Osmanlı Genelkurmay arşivi'nin önemli bir kısmını beraberinde götürmeleridir.
Sayfa 23 - Pek duyulmamış önemli bir tarihi olay
İyi kötü üstümü başımı kurutmuştum. Bu defa daha pekçe bir çuval buldum. Onu aldım. Saray'a (trakya'da ilçe) yollandım. Yolda manevra kayışını abdest bozarken attım. Bizim neferler tek kol silah atıyorlar. Bu da bir deanet [alçaklık]!...
Sayfa 65 - Balkan savaşında bir subayın çuval giymesi.
Kırkilise(kırklareli) Muharebesi sıralarında
Yolda birçok mecruhlara şehitlere tesadüf ediyorduk. Mecruhlar "Amanın din kardaşları, bizi bırakmayın" diye bağırıp duruyorlardı. Bir iki tanesini aldıksa da birçoğunu, hele pek ağır yaralıları götüremedik. ... Yanımızda birkaç mecruh vardı, hele birisi ağırdı. Onları gelirken yoldan almıştık. Yanımızda inleyip duruyorlardı onların birini gönderdim. Diğeri için de sıhhiye neferleriyle nakl-i lüzumunu tabura bildirdim. ... Biçareyi alıp tabur merkezine götürdüler. Galiba orada vefat etmiş.
2 Haziran 1332 (16 haziran 1916) , Hey gidi dünya! Yine teehhül( evlilik) , yine maişet meselesi... Dünya hiç zannettiğim gibi değilmiş. Dünyada teehhül kolay değilmiş. Her şeyde olduğu gibi bunda da para, unvan, talih büyük rol oynuyor. Bunlar hayatımın acı günleridir. Allah halime merhamet etsin!
Sayfa 115Kitabı okudu