9. Cilt

Binbir Gece Masalları

Anonim

Binbir Gece Masalları Quotes

You can find Binbir Gece Masalları quotes, Binbir Gece Masalları book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Ey dalgıç! Gecenin karanlıklarında döner durursun! Ve körü körüne yitirirsin her şeyi. Bırak bu zahmetli çabayı, çek git! Çünkü baht devinmeyi sevmez!
Reklam
Belki de dünyada ilk ( Aristophanes’in Lysistrata’sı ilk sayılırsa, ikinci) ve en önemli feminist görüşü oluşturabilecek bir antitez getirmektedir.
Bana daha Önce haber verseydin, bütün bu yiyecekleri taşısın diye eşekle gelirdim" demiş. Kadın bu sözlere gülmüş; sonra da bir kokucunun dükkânına girmiş; oradan on tür koku almış: gülsuyu, portakal çiçeği suyu ve diğerlerini... ve de bir ölçü mest edici am­ ber; aynı zamanda miskle kanşmış gül kokusu serpen bir gülabdan; erkek kokusu saçan tohumlar, sarısabır ödü, misk; en so­ nunda da İskenderiye kökenli mumlar satın almış; ve tüm bunları küfeye koyarak hamala "Küfeyi yüklen ve beni izle!" demiş. Hamal küfeyi sırtına vurup genç kadını, arka bahçesinde geniş bir avlunun bulunduğu şahane bir konağa ulaşıncaya kadar izlemiş. Bu avlu ka­ re şeklinde, yüksekte ve yöreyi tepeden gören bir mevkide imiş. Av­ luya açılan kapı iki kanatlı olup abanozdan yapılmış; üzerinde kırmı­ zı altından kakmalar varmış.
Sayfa 99
Şairin dediği gibi: Bırak baht hükmünü yürütsün, dünya yargıçlarının evlenmelerine çare aramaktan vazgeç! Olup bitenler önünde asla sevinme ve de yerinme! Çünkü hiçbir şey sonsuza kadar sürüp gitmez. Bahtımızın çizgisine uyduk, Baht'in bize yazdığı mısranın tüm harflerine baş eğdik Çünkü Baht'in yazgısını saptadığı kimse, onu izlemekten öte bir şey yapamaz.
Sayfa 122
Reklam
Bu arada pazarcı kız ayağa kalkmış ve udu ele almış, onu yuvar­ lak memesine yaslamış, parmaklarının ucuyla tıngırdatmış ve şarkı söylemeye başlamış: Biri gelip de bize aşktan yana sızlanırsa, ona ne yanıt verelim? Biz kendimiz aşk yüzünden uçurumu boylamışsak, ne yapabiliriz ki? Yanıt versin diye aracı görevlen dirsek do, bu aracı, gerçekte, tutkulu bir yüreğin tüm sızlanmalarını anlatmasını asla bilmeyecektir. Sevgilinin kaçışına sabredip sessizce katlansak da; ıstırap bizi, hemen, ölümün iki parmağına takacaktır. Ey ıstırap! Bizim için artık .sadece pişmanlıklar, matem ve yanaklara sel gibi boşatan gözyaşları kalıyor. Ve sen, görünmeyen sevgili! Gözlerimin ufkundan uzaklaştın ve seni yüreğime bağlayan tüm bağları kopardın! Söyle! Hiç değilse, geçmişteki aşkımızdan bir iz kaldı mı sende? Zamanın geçmesine karşın silinmeyecek küçük bir iz? Yoksa, gözden ırak ulunca, tüm gücünü eriten nedeni unuttun mu?
Sayfa 114
Beşinci gece olunca Şehrazad anlatmaya başlamış: İşittim ki ey bahtıgüzel Şah, Kral Yunan vezirine; “ Ey Vezir, hekime karşı kıskançlık duygularına kapılma!
Sayfa 80
Lütfen! Kaçıp giden-uykuyu kirpiklerime geri getir! Sonra da söyle aklım fikrim nereye gitti? Evimde aşkın mekân tutmasına razı olalı beri uyku bana kızdı, beni terk etti. Soruyorlar bana, "Sen ki, güvenli ve doğru yolda yürüdüğünü bilirdik. Ne yaptın sen, dostum! Söyle bize, seni kim şaşırttı? Onlara diyorum ki, sizi ben değil, o sevgili aydınlatacak! Bense size tek bir yanıt vereceğim: kanımın, tüm kanımın ona ait olduğunu söyleyerek,.. Size daima: ben kanımı dökmeyi yeğlerim, onun uğruna, tüm ağırlığıyla içimde kalmasın diyerek yanıt vereceğim. Bir kadın seçmişim, onda tüm düşüncelerimi, onun imgesini bile yansıtan tüm düşüncelerimi üreteyim diye... Ve de, bu imgeyi kovsaydım, içimi ateşe sallardım, o yutucu ateşe... Onu görünce siz beni mazur tutarsınız!
Sayfa 113
Bir zamanlar Bağdat'ta bekâr bir hamal yaşarmış. Günlerden bir gün, çarşıda küfesine kaygısızca yaslanmış otu­ rurken, Musul kumaşından, nakışla duble edilmiş ve altın payetler serpiştirilmiş ferah çarşafına bürünmüş bir hanım önünde durmuş. Yüzündeki peçeyi hafifçe kaldırmış ve peçe altından, uzun kirpikli siyah gözleri ve harika göz kapaklan görünmüş. Nitelikleri mükem­ mel olan vücudu ince, ayaklan uiacıkmış. Sonra sesinin tüm tatlılı- ğıyla, ona "Ey hamal, küfeni al ve beni izle!" demiş ve hamal âdeta büyülenmiş gibi küfesini toparlayıp genç kadının peşine düşmüş; bir süre yürüdükten sonra, bir evin kapısında durmuşlar.
Sayfa 96
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.