Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

9. Cilt

Binbir Gece Masalları

Anonim

Binbir Gece Masalları Gönderileri

Binbir Gece Masalları kitaplarını, Binbir Gece Masalları sözleri ve alıntılarını, Binbir Gece Masalları yazarlarını, Binbir Gece Masalları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şu uğursuz ihtiyar! Eğer İblis ona rastlasaydı, ondan tüm hileleri, hiç konuşmasa da, sadece sessiz duruşuyla öğrenirdi! Bir Örümcek ağına takılmış bin inatçı katın, örümcek ağını zedelemeden, çekip kurtarabilirdi! Ne denli kaba ve iğrenç olursa olsun, yapamayacağı kötülük yoktur..
Sayfa 191
Sonra ecinniye bana, "Hazreti Süleyman'ın yüzüğü üzerindeki kutsal yazıt üzerine, bu iki köpeğin her birini, her gün, üç yüz kez kamçıyla dövmek üzere yemin etmeni istiyorum. Bu emri bir gün hi­ le yerine getirmezsen, koşup gelecek seni de onların kılığına sokaca­ ğım!" dedi. Ve ben, ona, "İşittik ve itaat ettik!" demek zorunda kaldım.
Sayfa 189
Reklam
Fakat On Yedinci Gece Gelince Sözünü sürdürmüş: işittim ki, ey bahtı güzel hükümdarım, Zübeyde adlı genç kız, genç adama ilgi duymaktan ve ona olumlu yanıt alıncaya kadar ken­ disini izleme arzuları ilham etmekten vazgeçmemiş. İkisi de uyku üzerlerine çökünceye kadar konuşup durmuşlar. E unun üzerine genç Zübeyde, o gece, genç adamın ayakları dibinde yatıp uyumuş. Duyduğu sevinç ve mutluluğa bir türlü inanamayarak...
Sayfa 188
Bu sözleri duyunca, ona, "Ey her türlü nitelikten nasibi olan genç adam! Benimle Bağdat kentine gelebilir misin? Orada din ve fı­ kıhtan yana derinleşmiş bilginler ve saygın şeyhler bulacaksın! Ve onların dostluklarıyla, bilgide ve ilahi adaletin öğrenilmesinde daha ileri gidersin. Ve ben oldukça hatırlı bir kimse olmama karşın, se­ nin kölen ve zevkinin hizmetçisi olurum. Aslında ben, yöremde bu­ lunanların efendisiyim ve emrime bağlı erkekler, hizmetçiler ve genç çocuklar var! Burada da kıyıda mal yüklü bir gemim var. Ama talih bizi bu kıyıya attı ve bu kenti tanıttı; ve de bu serüvene sürük­ ledi; ve talih fyizi birleştirmek istedi" dedim,
Sayfa 187
Ve bunun üzerine, yürekleri babamın sözlerine doğru eğilim gösterdi; ve asla ateşe tapınmaktaki alışkanlıklarından ve ona sıkı­ ca bağlanmaktan vazgeçmediler. Ve bir yıl daha hatalı kör inançları­ na bağlı kaldılar, ta ilk sesi duymalarının yıldönümüne kadar!.. Ve de bir yıl sonra aynı ses, ikinci kez duyuldu; sonra bir yıl daha geçti; ve her yıl tekrarlanan ses üçüncü kez duyuldu. Ama onlar, hatalı inançlarını ve bunun gereklerini terk etmeye yanaşmadılar. Ve so­ nunda, bir sabah, şafak vakti, felaket ve bela üzerlerine gökten ağa­ rak geldi; ve kara taşa dönüştüler ve kendileriyle birlikte atları, ka­ tırları, develeri ve sürü hayvanları da taşa dönüştü.
Sayfa 186
Yıldız-okuyan geceyi gözlüyordu! Ve birdenbire, gözlerinin önünde. büyüleyici bir çocuğun narinliği belirdi! Ve düşündü: . Bu, Zühal'in kendisidir, aynı adlı yıldızı bîr kuyruklu yıldız sandıran saçılmış siyah saçları olan! Yanaklarının açık kira/ pembeliğine gelince, Merih'tir onu yaymaya gayret gösteren! Gözlerinin delici ışıkları ise, yedi yıldızlı okçu burcunun oklarıdır bunlar! Ama ona bu haıika kavrayışı veren Utarit'tir; Zühre'yse ona altın değerini kazandırmıştır. Yıldızları gözleyen, artık ne düşüneceğini bilemedi ve şaşkınlığa düştü! Bunu gören yıldız ona doğru eğildi ve güldü.
Sayfa 186
Reklam
İKİNCİ KALENDERİN ÖYKÜSÜ Gerçekten, ey hanımım, kör olarak doğmadım. Ama şimdi size anlatacağım öyküm, öylesine şaşırtıcıdır ki, iğneyle gözün iç köşesi­ ne yazılsaydı, eğitme bakımından değerli bir ders oluştururdu. Bu karşınızda duran, bir şahın oğlu şahtır aslında... Yine bilin ki, asla bir cahil değilim: Kur'an okurum, hem de yedi çeşit kaleme alınışıyla... Belli başlı kitap lan da okurum; bilim üstatlarının temel kitaplarını da... Yıldız bilimi üstüne kitaplarla şairlerinyazdıklannı da,.. Sonunda, tüm bilimlerin incelemesine kendimi öylesine ver­ dim ki, çağımın tüm yaşayanlannı geçtim.
Sayfa 129
Fakat On ikinci Gece Gelince Demiş ki: Ey bahtıgüzel şahım, işittim ki, Halife ve Cafer'in de dahil oldu­ ğu tüm topluluğu önünde kalender genç kıza, öyküsünü anlatmaya şöyle devam etmiş: Amcam, pabucunun tabanıyla oğlunun yüzüne vurduktan son­ ra, orada kömür kesilmiş yatan bir ölüye karşı yapılan bu hareketi şaşkınlıkla karşıladım. Ve amcamın oğlu adına çok üzüldüm; özellik­ le genç kadınla birlikte onları böyle kara kömüre dönmüş görünce... Sonra şöyle dedim: "Aman Allah! Amcacığım, bir parça gönlünün ke­ derini yatıştır] Ben, tüm benliğim ve yüreğimle çocuğunun başına gelenden üzüntü duyuyorum. Özellikle bu hale düşmelerine... Genç kadınla birlikte kara kömüre dönüşmelerine...
Sayfa 126
Git! Kurtar kendini dostum! Kurtar canını tüm bağların zulmünden! Ve bırak evleri, onları inşa edenlere mezar olsunlar! Git! Seninkinden başka topraklar bul! Kendi ülkenden başka ülkeler! Ama asla, kendi canından başka can bulamazsın! Düşün! Tanrının topraklan sonsuz genişlikteyken, seni alçaltan bir ülkede yaşamanın ne kadar anlamsız, ne kadar şaşırtıcı bir şey olduğunu! Yine de! Tanrı bîr kimsenin yazgısını belli bir yerde öleceği üzre yazmışsa; bahtının çizdiği ülkede ölmekten başka elinden ne gelir? Ve özellikle, unutma ki: bir arslanın boynu, o arslanın ruhu tüm özgürlük içinde gelişip büyümedikçe, gelişip büyümez! Cellat bu dizeleri okuyup bitirince, ellerine sarılıp öptüm. Ben de gerçekten kurtuluşu uzaklara kaçıp gitmekte buldum.
Sayfa 124
Şairin dediği gibi: Bırak baht hükmünü yürütsün, dünya yargıçlarının evlenmelerine çare aramaktan vazgeç! Olup bitenler önünde asla sevinme ve de yerinme! Çünkü hiçbir şey sonsuza kadar sürüp gitmez. Bahtımızın çizgisine uyduk, Baht'in bize yazdığı mısranın tüm harflerine baş eğdik Çünkü Baht'in yazgısını saptadığı kimse, onu izlemekten öte bir şey yapamaz.
Sayfa 122
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.