Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Ateşpare Bin Yangın

Beşir Ayvazoğlu

Bir Ateşpare Bin Yangın Sözleri ve Alıntıları

Bir Ateşpare Bin Yangın sözleri ve alıntılarını, Bir Ateşpare Bin Yangın kitap alıntılarını, Bir Ateşpare Bin Yangın en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şimdi ağaç kese kese çoraklaştırdılar etrafı...
Baron de Tott, Türklerin tabiatı olduğu gibi sevdiklerini, gölgelerinde dinlendikleri ağaçlar için evlerinin planını bile değiştirdiklerini, bir evin yaşlı bir karaağacı kesmemek için ağacı içine alacak şekilde inşa edildiğine bizzat şahit olduğunu anlatır.
Sayfa 251Kitabı okudu
Yani Din diye hurafeleri yaşamaya devam etsinler diyor
Kitleleri “hurafe’lerden kurtararak aslî kaynaklara yöneltmeye çalışırken İslâm’ı tarihî tecrübeden tecrit ederek anlamanın mümkün olup olmadığı üzerinde hiç kafa yormuyorlardı. Hâlbuki insanlar soyut ilkeleri değil, bu ilkeler etrafında zaman içinde oluşmuş hayat şekillerini yaşarlar.
Reklam
Ne ledünnî gecedir! Tâ ağaran vakte kadar. Bir mücevher gibi Sünbül Sinan’ın ruhu yaşar. Yahya Kemal
Lodos Paşa
Keçecizâde Fuad Paşa, Paris’te “Sizde kar nasıl temizlenir?” diye soran birine, “Bizim bir Lodos Paşa’mız vardır, o halleder!” diye cevap vermişti.
Sayfa 283Kitabı okudu
Tarih şuuru edinememiş, bu toprağa sıkı bir mensubiyet duygusuyla bağlanmamış insanlardan yaşadıkları şehirlere ve bu şehirlerin temsil ettiği medeniyete sahip çıkmaları beklenemez.
Kandil gecelerinde minarelerde kandil yakma geleneğini de Şeyh Hasan Efendi' nin başlattığı söylenir. Bu demektir ki, Türk tarzı İslami yaşayışın önemli geleneklerinden biri olan kandil, ilk defa Kocamustafapaşa Camii' nin minaresinde yakılmıştı.
Reklam
Mehmet Akif - Muallim Vahyi
" Bir uzun yaz günüydü. Üstadla biraz dolaşmağa çıkmıştık. Karacaahmed'e geldik. Mezarlıklar arasındaki caddeden yukarıya vurmuştuk. Şimdi burada yatanlar bir zaman ne emeller, ne hayallerle yanıp yakıldıklarını, er geç bizim de bir gün başlarımızın ucuna birer taş dikileceğini konuşuyorduk. Üstad: - 'Baki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş,' dedi. -Öyledir hazret, dedik; senin Safahat'ın var. Senin için gam yok. Fakat bizler için... - Yok yok, Vahyi, kazın ayağı öyle değil. Safahat sanki bir eser mi? Ben hiç olmazsa Sadi'nin Gülistan'ı gibi bir eser bırakmalıydım. Mukaddimesinde dediğim gibi, Safahat benim aczimin, giryemin ifadesidir. - Hazret, bir hakikat karşısında tevazuun yeri yoktur.
Sayfa 113 - Kapı Yayınları DenemeKitabı okudu
SU İÇME ZEVKİ
Ahmed Midhat Efendi, Sırmakeş suyunu yarım litre su alacak büyüklükte bir bardakla içer, buna hayret edenlere neşeli bir kahkaha atarak: "Herkül kadar adam suyunu bülbül çanağından içmez ya!" derdi.
Sayfa 217 - Kapı Yayınları DenemeKitabı okudu
sevmedikleri için de koruyup sahip çıkmazlar
Bir şehri sevip korumak için onun bir parçası, daha açık bir ifadeyle, ruhen yerlisi olmak gerekir. İçinde yaşadıkları şehri tanımayanlar, kendilerini onun bir parçası gibi hissetmeyenler o şehri sevmez, sevmedikleri için de koruyup sahip çıkmazlar.
İstanbul için...
İstanbul’u yaşayıp da mesela Topkapı Sarayı’nı hiç gezmeyenlerin, hatta dışından bile görmeyenlerin, Süleymaniye Camii’nin ismini bile duymayanların, Eyüpsultan’a hiç yolu düşmeyenlerin, Piyerloti’den Haliç’e, Rumelihisarı’ndan Boğaz’a bir kerecik olsun bakmayanların bulunduğu söyleniyor; hem de yıllardır İstanbul’da yaşadıkları hâlde...
96 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.