Savaş bitmiş ve karar alınmıştır : Mübadele şart.
Ve o saatten sonra çok az şey kalıyor geriye ; kaderine razı olmak.
Yıllarca vatan bildikleri topraklardan ayrılmak zorunda kalan aileler , zorunlu göç şartları ve yolda başlarına gelen tatsız bir sürü olay.
Selanik’ten gemiyle Türkiye’ye gelen bir aile ve İstanbul’dan Selanik’e gönderirken bir Rum Bayan Mitra’nın mübadeleyle kesişen yollarını anlatıyor.
Bir gün vatanları bildikleri topraklara döneriz umuduyla çıktıkları yolculuktan aslında geri dönmeyeceklerini bilerek attıkları adımları ve sonra hayatlarını düzene sokmak için gösterdikleri uğraşları anlatıyor.
Bu kitabı okurken beni en çok duygulandıran içimizde yaşayan Mustafa Kemal sevgisiydi. O zor şartlar insanlar nasıl göç edip yeniden gönderildikleri yerleri vatanları olarak nasıl benimseyeceklerini düşünmenin dışında acaba Paşamız nasıl diye endişelenmeleri öylesine naif bir dille anlatılmış ki duygulanmamak imkansız.
Canan Tan “Hasret” kitabından sonra okuduğum ikinci mübadele hikayesidir bu kitap ve okunmaya değerdir.
O an memleketi anmak akasyanın taze yeşilini kızıl kana bulamaktı,anladı.Alasonya'yı düşünmek suyu çekilmiş ağaçtan,sorgun bir yaprak olup kopmak,savrulmaktı.