Uyanın artık! Yapayalnız kalmış karanlık bir gezegenin izbe bir şehrinde, terk edilmiş bir apartmanın mide bulandıran bir dairesinde ölüyorsunuz. Sadece telefonunuzun ekranı ışık saçıyor diye tüm gezegeni parlıyor mu sanıyorsunuz?
Dünyamız bir umut dünyasıydı ve dünya vatandaşları, hayal kurmaktan katiyen vazgeçmezlerdi. Hayal kurmak kötü değildi ama gerçeği görmemek berbat bir durumdu.
Uyanın artık! Yapayalnız kalmış karanlık bir gezegenin izbe bir şehrinde, terk edilmiş bir apartmanın mide bulandıran bir dairesinde ölüyorsunuz. Sadece telefonunuzun ekranı ışık saçıyor diye tüm gezegen parlıyor mu sanıyorsunuz? Hayır! Mutluluk gösterileri yapmayı kesin. İnsanları, bu iğrenç düzene ayak uyduramadıkları için zihin zindanlarına mahkum etmeyin. Buna hakkınız yok. Dünyamızın patronları uyumanızı istiyor. Gözlerinizi açın, uyanın artık!
Pencereden dışarıyı izlemeye gayret etti, hiçbir şey görünmüyordu. Buğulanmıştı. Gelecek kavramına benzetti pencereyi. Gelecek de böyleydi, kendisini az buçuk belli ediyordu ama birdenbire bir şey çıkarıp gösterdiği şeyin onda birini bile insana vermeyebiliyordu.