Aynı diğer Behrengi kitapları gibi çocuk kitabı görümünde bir toplum eleştirisi gibiydi. Bir tarafta Tahran’ın zengin kesimi, diğer tarafta da birçok zorlukla boğuşan yoksul kesimi. Bu derin uçurumun özellikle alttaki insanları günbegün dibe çekmesi de çok acı vericiydi. Aradaki uçurumun yalnızca rüyalarda kapanması da gerçekten çok üzücüydü. Ayrıca 79’daki İran Devrimi’nin öncesine dair de güzel bir örnekti bu kitap. Her ne kadar ekonomik olarak adaletsiz bir İran olsa da devrimden önceye kıyasla şüphesiz daha özgür bir ortamı vardı. Belki de Behrengi’nin devrimi görmemesi de iyi olmuştur bu bakımdan. Hoş yaşadığı dönemde de kıymetini bilen olmadı ya gerçi.
Yoksul bir çocuk hayatın ona yüklediği acımasız yüklere rağmen, her gün oyuncakçı dükkanında görüp almaya gücünün yetmeyeceğini bildiği oyuncak deveyle rüyalar alemine dalıyor ve dünyası bir anlığına güzelleşiyor,temiz caddelerden lüks villalara gidiyor ve ziyafet sofralarında karnını doyuruyor.Günün birinde hayallerini satın almak isteyen birine inat onuruyla hayalinin peşinde koşuyor.
Öykü rüya aleminde bile acı gerçekleri yüzümüze vuruyor. Bir tarafta aynı yemek ve oyuncaktan sıkılan zengin çocukları, diğer tarafta oyuncak alabilme hayali kuran ve aç uyuyan yoksul çocukları...Zenginlerin düşümsü gerçekleri, yoksulların gerçeğimsi düşleri... Bir düş ve bir gerçek... Öykü zengin ile fakir arasındaki uçurumu gözler önüne sererken sosyal adaletsizliği irdeliyor.İyi okumalar.
Fakir bir çocuğun masum hayallerini anlatan üzücü ama eleştirel yönü çok başarılı bir hikâye.
İran ve diğer dünya halklarına, adalet, eşitlik, dogmayı sorgulama, direnebilme gibi öğütlerde bulunan metinler yazan bu yazar okunmalı,okutulmalı.
Fakir bir çocuğun masum hayallerini anlatan üzücü ama eleştirel yönü çok başarılı bir hikâye. İran ve diğer dünya halklarına, adalet, eşitlik, dogmayı sorgulama, direnebilme gibi öğütlerde bulunan metinler yazan bu yazar okunmalı,okutulmalı.