Adı Ölüm; o gölge bir başrol. Ölüm, doğruyla yanlışı ayırt edebilme kabiliyetini derinden sarsarak oyunculara rollerini bile unutturabiliyordu. Ölüm; diğer tüm oyunculardan daha sahici, daha ikna edici bir role sahip. Ama ölüm hayat olmadan bir hiçti...
“Insan belki su gibi altinda bir ocagin atesi ile degil, hayatin zorluklar ile süreki bir hararete maruz kalirken degisiyor, dönüsüyor ve tipki her gün yenilenen milyarlarca hücre gibi zihnen, fikren
hic durmadan baskalasmiyor mu?”
Onun hatıralarını uyandırmak istedim bir an,birini uyandırır gibi...Bıraktığı yerde duran anıları "Kalk kalk" diyerek sarsmaya başladım. Kalkmayınca su bile serptim hayalen onlara.
" Adı Ölüm; o gölge bir başrolde. Ölüm, doğruyla yanlışı ayırt edebilme yeteneğini derinden sarsarak oyunculara rollerini bile unutturabiliyordu. Ölüm; Diğer tüm oyunculardan daha sahici, daha ikna edici bir role sahip. Ama ölüm hayat olmadan bir hiçti..."