Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu
Romain PuertolasBir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu Sözleri ve Alıntıları
Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu sözleri ve alıntılarını, Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu kitap alıntılarını, Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir gün, daha henüz on yaşındayken, köyünde ilk gelişmişlik göstergeleri belirmeden çok önce, İngiliz bir maceraperest bir çakmağı göstererek şöyle demişti ona:
"Yeterince ilerlemiş her türlü teknolojiyi sihirden ayırt etmek güçtür."
Çocuk o anda anlamamıştı.
"Yani bu demek ki," diye açıklamıştı o zaman adam, "benim için sıradan olan şeyler sana sihir gibi gözükebilir, bu tamamen senin içinde yetiştiğin toplumun teknoloji düzeyine bağlıdır."
Sayfa 23
Sizin gibi samimi, sahici insanlarla karşılaşmak insana iyi geliyor. İyilik yapan ve bunu çevresine yayan insanlarla. Sizinle kendimi öyle iyi hissediyorum ki.
Sayfa 45 - Can Yayınları - 1. Basım
"Hakkınız olan size verilmediğinde sizin onu almanız gerekir."
Can Yayınları · Kasım 2017Kitabı okudu
at yalanını severim inananı.
İnsan aşık olunca karnı hiç acıkmıyor. Hele savaştaki bir ülkede aşık olmuşsa neredeyse hiç acıkmıyor.
Can Yayınları · Kasım 2017Kitabı okudu
hmmmm
"Belki de, dış görünüşlerimizin bize düşündürdüğünden çok daha fazla ortak noktamız vardır ikimizin."
Can Yayınları · Kasım 2017Kitabı okudu
"Yolculuk insanı gençleştirir, derdi meşhur atasözü ve bu hızla yolculuğa devam ederse, yakında yeni doğmuş bir bebeğe dönüşmesi işten değildi.."
Can Yayınları · Kasım 2017Kitabı okudu
Gerçekten de, Hint ipeğinden bir cep mendili kadar küçüktü şu dünya.
Can Yayınları · Kasım 2017Kitabı okudu
----------
Yürek dediğin, biraz da büyükçe bir dolap gibidir.
----------
Can Yayınları · Kasım 2017Kitabı okudu
Mösyö Ikea, demokratik eğilimli Batılı bir ülkeden gelen birinin en azından garip karşılayacağı bir ticari konsept geliştirmişti: Mağazasının zorunlu tavafı.
Yani müşteri, eğer zemin kattaki selfservise ulaşmak istiyorsa, öncelikle ilk kata çıkmak, her biri birbirinden güzel birbirine komşu odalar, salonlar ve mutfaklar arasından kıvrılarak ilerleyen muazzam ve uçsuz bucaksız bir koridoru arşınlamak, iştah uyandırıcı bir restoranın önünden geçmek, birkaç köfte ya da somonlu dürüm yemek ve nihayet alışverişini gerçekleştirebilmek için yeniden satış bölümüne inmek zorundaydı. Özetle, üç vida ve iki cıvata almaya gelmiş biri ancak dört saat sonra dayalı döşeli bir mutfak ve ağır bir hazım güçlüğüyle ayrıla biliyordu.
Sayfa 25
duşta hunharca bağıra çağıra söylenen o şarkılar.
Düşüncelerini sözcüklere dökebilmenin verdiği bu gurur...
Can Yayınları · Kasım 2017Kitabı okudu