Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu
Romain PuertolasBir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu Posts
You can find Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu books, Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu quotes and quotes, Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu authors, Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu reviews and reviews on 1000Kitap.
Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri'nin Olağanüstü YolculuğuRomain Puertolas · Can Yayınları · 2017341 okunma
Bazen insanların sizi kendilerince bir şekilde görmeleri, hele ki bu imge değerliyse, sizi bu iyi insana dönüştürmek için yeterli olur.
Sayfa 45Kitabı okudu
"Aslında dünyanın yuvarlak olduğuna tek bir sebepten inanıyorum ...
Tüm dünyayı dolandıktan sonra insan sadece evinde olmayı istiyor."
“Dünya dediğin dev bir av sahasıydı.”
Sayfa 217
“Yaşamın bir bedeli var... Ölümün aksine."
Sayfa 188
özgünlük kompleksi :)
“Ajatashatru kendi zihninden doğan bu hikayenin, başka birisinin de zihninde filizlenmiş olduğunu öğrenmiş bulunuyordu. Tereyağı kesme ipini icat edenin, kendisinden yüz binlerce yıl önce icat edilmiş olan lüleci çamuru kesme ipiyle karşılaştığındaki duygularını yaşadı.”
Sayfa 170
“Yakışıklı insanlar tipsizlere göre çok daha kolayca sözlerini geçirebiliyorlar, diye düşündü Hintli. Bir tür doğal çekimleri oluyor insanların üzerinde. Diğer adamların hayranlığını ve kıskançlığını da tetikliyorlar. Sanki hilesiz cinsinden bir manipülasyon, hipnoz. İnsan onları dinliyor çünkü onların yanında kendisini ezik hissediyor.”
Sayfa 169
“Belki de çürük bir dala tutunuyorum. Tüm bunlar bir yanılsama, bir hülya belki de. Ama neden olmasın? Ben inanmak istedikten sonra.”
Sayfa 166
“Bu mutluluk dalgasının tadını çıkarmalıydı çünkü bir zaman sonra kuşkusuz yatağında pinekliyor olacaktı, tek başına, depresyonların en keskinine, sürgündekilerin, sabit bir yerleri olmayanların, yerlerinden yurtlarından uzaklara fırlatılıp atılmış göçebelerin, sıla özlemi çekenlerin, yoksunluğu damarlarında hissedenlerin ve tutunacak dalı kalmamışların depresyonuna maruz kalmış halde.”
Sayfa 145
aydınlanalım :d
“Birini tükenmezkalemle de öldürmek mümkünken, neden uçakta çatalla seyahat etmenin yasak olduğunu pek anlayamıyordu. Business Class yolcularına, tepside sunulan yemeklerini seçkin bir şekilde yiyebilsinler diye hem de metal bıçaklar verilirken, uçak kabinine bıçak sokmanın neden yasak olduğunu pek anlayamıyordu. Aslında, birini parmaklarıyla öldürmek o kadar kolayken, tüm bu güvenlik önlemlerini anlayamıyordu. Bu mantıkla, bizleri uçağa almadan önce ellerimizi, bu tehlikeli silahları da kesmeleri gerekmez miydi? Ya da bizleri, bunca göz dikilen pilot kabininden yeterince uzakta, hayvanlarla birlikte uçağın bagaj bölümünde yolculuk ettirmeleri?”
Sayfa 128