Bir İngiliz Subayının Hatıraları Plevne Müdafaası
Frederick William Von HerbertBir İngiliz Subayının Hatıraları Plevne Müdafaası Gönderileri
Bir İngiliz Subayının Hatıraları Plevne Müdafaası kitaplarını, Bir İngiliz Subayının Hatıraları Plevne Müdafaası sözleri ve alıntılarını, Bir İngiliz Subayının Hatıraları Plevne Müdafaası yazarlarını, Bir İngiliz Subayının Hatıraları Plevne Müdafaası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Üçüncü Plevne harbinde Türklerin gösterdiği yararlık, mağrur ve imanlı bir milletin oğullarının vatanperverlikten ilham aldıkları zaman ne kadar yükseklere yükselebileceğini, üstün istila kuvvetleri, müşterek tehlike karşısında bir millet faziletinin nasıl birlik ve intizam içinde şahlanabileceğini, bu milletin sevilen bir lider idaresinde ne manevi bir azamet iktisab edeceğini, doğru bir dava uğrunda şuurlu çarpıştıkları için eğer şehid düşerlerse cennet kapılarının da kendilerine açık durduğuna kanaat beslediklerini göstermiştir.
-- Plevne Müdafaası
Üzerinde kasaplık hayvanlar gibi üst üste yığılmış, çamurdan, kirden, kandan tanınmaz hale gelmiş, inildeyen yaralılarla dolu araba kafileleri, öte taraftan gelen bir başka kafile ile karşılaşıyorlardı.
Bazı köşe başlarında yakılmış olan ateşlerin sarı ve titrek alevleri gecenin zifiri karanlığını yer yer dağıtıyor ve
Oda arkadaşlarım, ilk bir iki saat içinde kollarını kaybettikleri için ağlayıp sızladılar. Fakat Türkler, kendilerini hadiselere alıştırmak hususunda fevkalade bir Allah vergisine sahip olduklarından, bir müddet sonra şikayetleri kesildi; hatta eski neşelerini elde ettiler.
Rusya, önünde yere uzanmış birini görerek ölmekte olduğunu sanan ve onun üzerindeki ötesini berisini ele geçirmeğe uğraşırken ondan çok yerinde ve acısını hayatının son gününe kadar unutamıyacağı iki müthiş tekme yiyen bir adama benzemişti.
Tanıdığım yüzlerce Türk arasında en orijinal çehrelerden, kendisine hayret ve takdirle bakılacak simalardan birisine sıra gelir : takımın çavuşundan bahsetmek istiyorum. Bunun adı Mustafa Bakkal derler, zabitler de bölükteki Bakkal derler, zabitlerde bölükteki öteki Mustafalardan ayırt edebilmek için kendisini "Mustafa Bakkal" diye
Kumandanlar ve İmamlar, askerin dini gayretini daima körüklemek istiyorlardı. Fakat Türk askerinin dini taassubu çok daha az şahlanır ve umumi kanaat hilafına ondaki vatan sevgisi daha büyüktür.