Bir Kadın Düşmanı, son zamanlarda okuduğum ve etkisini uzun yıllar boyunca üzerimden atamayacağıma inandığım roman. Özellikle Homongolos karakteri, bana göre insanın duygu ve düşünce âleminde, adının anlamından çok daha büyük anlamlar taşıyor. Kişilik çatışmalarının altında yatan insanî gerçekler beni okurken düşündürmesinin yanı sıra kendimi sorgulamama da neden oldu.
Reşat Nuri'nin akıcı betimlemeleri ve olay örgüsünün merak uyandırması kitabı daha da okunur kılıyor. Son sayfayı da bitirdiğimde 1-2 dakika etkisinden çıkmaya çalıştım. Beklemediğim ve göz dolduran bir sonun beni beklediğini bilmiyordum.
Son olarak "...Çünkü sevenler sevdikleriyle beraber geçirdikleri en mesut saatlerin farkında olmazlar. Daima daha büyük saadetler getirecek bir yarın ümit ederler... Halbuki Homongolos için böyle bir yarın yok..." cümlesi zaten dolmuş olan gözlerimi daha da yaşartırken, aklıma Orhan Pamuk'un "Hayatımın en mutlu ânıymış bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi ? Evet, bunun hayatımın en mutlu ânı olduğunu bilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu." -bende aynı etkiyi bırakan- bu cümleleri geldi.
Romanı okuyacak arkadaşlara şimdiden iyi okumalar diliyorum.