Her şeyden önce, yaptığım ve duyduğum şeyin gerçekliğine, bütünüyle ve içtenlikle inandım; bunun sonucunda kendime, yarattığım imgenin doğruluğuna, eylemlerimin içtenliğine karşı bir güven duygusu belirdi. Dışa kapalı bir insanın, kendini önemseyen bir oyuncunun beslediği güven duygusu değildi bu; neliği (mahiyeti) daha değişik olan bir şeydi, o güven duygusunun doğruluğuna inanmak gibi bir şey.