“yaydan çıkmış bir ok gibi dalınmıyor gerçeğe, kollara ayrışmayı, parçalanmayı, dağılmayı, her çatlaktan sızmayı göze almak gerek. vurulmayı göze almadan kimse firar edemez. ama kim bir mahkûmdan daha iyi tanıyabilir ki zamanı?”
Bir adam ,diğerine dedi: Uzun zaman once, sular yukseldiğinde kumun üzerine bir satir yazmıştım,insanlar hâlâ durup onu okurlar ve hiçbir şeyin unutulmamasına özen gösterirler.Ve öbür adam dedi: Bir zamanlar ben de kum üstüne bir satır yazmıştim ama sular alçalmışti ve engin denizin dalgaları onu sildi,geçti.Ama söyle bana, ne yazmıştın sen? Ve ilk adam yanıtladı ve dedi: Şunu yazdim: 'Ben varolanım.' Ya sen ne yazmıştın? Ve diğer adam dedi: şunu yazmıştım: 'Ben bu uku okyanusun bir damlasıyım yalnızca.'
"Bir adam,diğerine dedi:Uzun zaman önce sular yükseldiğinde kumun üzerine bir satır yazmıştım,insanlar hâlâ durup onu okurlar ve hiçbir şeyin unutulmamasına özen gösterirler.Ve öbür adam dedi:Bir zamanlar bende kum üstüne bir satır yazmıştım,ama sular alçalmıştı ve engin denizin dalgaları onu sildi,geçti.Ama söyle bana,ne yazmıştın sen?Ve ilk adam yanıtladı ve dedi:Şunu yazdım:'Ben varolanım' Ya sen ne yazmıştın? Ve diğer adam dedi:Şunu yazdım:"Ben bu ulu okyanusun bir damlasıyım yalnızca."
Yazarmış gibi yapmanın yolları ne çokmuş meğerse, hele yaşarmış gibi yapanlar için.. Söylemek istediklerim biriktikçe, suskunluğum da büyüdi. Belki ancak suskunluklarla dolu bir yazı anlatabilir beni, benim gibi hissedenleri. Zor... Bu ülkede yaşamı savunanların işi gerçekten zor.