Bir Pulsuz Dilekçe kitaplarını, Bir Pulsuz Dilekçe sözleri ve alıntılarını, Bir Pulsuz Dilekçe yazarlarını, Bir Pulsuz Dilekçe yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ah sevgili Mumcu, nasılda güzel, açık açık anlatmışsın gerçekleri, gün gün. Çoğunu yine de vay beee diyerek okudum. Çok üzgünüm ama değişen hiç birşey olmadığı gibi daha da kötüye gidiyoruz!
Bir Pulsuz Dilekçe
Müthiş bir kaynak kitap. Yakın tarihimiz, bildiğimiz isimler…. Bazıları halen sahnede, kimilerini de bazıları rahmetle anıyor hala! Okuyun okutun belki gözler açılır dyeceğim ama zor be çok zor!
… Türkeş kimdir ve siyasal hayata nasıl katılmıştır? 1944 yılında ırkçı-Turancı akımdaki yeri neydi? 27 Mayıs ihtilalcileri arasına Türkeş nasıl katılmıştır? İhtilal öncesi ve sonrasında ne gibi işlere karışmıştır? 22 Şubat ve 21 Mayıs ihtilal girişimlerinde Türkeş’in bir rolü olmuş mudur? 21 Mayıs ihtilal gecesinde, Türkeş, Albay Talat Aydemir’i neden ihbar etmiştir? “14” ler olarak adlandırılan Türkeş ve arkadaşları, hangi eylemlerde bulunmuşlardır? Türkeş’in yakın arkadaşları; Rıfat Baykal, Muzaffer Özdağ, Numan Esin, Mustafa Kaplan, Şefik Soyuyüce, hangi olaylar nedeniyle Türkeş ile ilişkilerini kesmişlerdir?
Komando kampları ne zaman kimlerin parasıyla açılmıştır? Bu kamplar devlet arazisi üzerine mi kurulmuştur, yoksa özel kişilerin mi? Kamplara kaç kişi katılmış ve bu iş için kaç tl harcanmıştır?……. Evet araştırılacak konular bunlardır. Bütün bunları ancak CHP milletvekilleri ve senatörleri araştırabilir… Bu soruların kim tarafından sorulmasını bekliyorsunuz? Dokunulmazlığınız yok mu? Neyi bekliyorsunuz daha? Üzerinizdeki ölü toprağı ne zaman kalkacak, ne zaman?!
Cumhuriyet, 14 Ocak 1976
Devleti ele geçirmek, her zaman tankla tüfekle olmaz. Devlet bürokrasisi içinde, önemli köprü başlarının tutulması, karar organlarında egemenlik kurulması da bir bakıma, devletin ele geçirilmesidir. “Milliyetçi Cephe” adıyla ortaya çıkan sermaye partileri, devleti adım adım egemenlikleri altına sokmuşlardır.
Cumhuriyet, 8 Aralık 1976
Kendilerine “milliyetçi” süsü vermekten sanık bu tutucu partiler kalabalığının, ne için iktidara gelmek istedikleri belli değil midir? Bunların geçmişinde, sadece kanlı kaldırımlarda alçakça kurşunlarla öldürülen gençlerin kefenleri değil, bu yoksul ulusun milyonlarca lirasını, mutlu azınlığa dağıtanların suçüstü tutanakları da bulunmaktadır.
Bazı ülkelerde, bazı kimseler, devleti soymak için politikacı kılığına girerler. Bunlar partilerde, parlementolarda boy gösterirler. İthalat, ihracat, banka soygunu gibi işleri siyasal ilişkillerle yürütürler.
Bugün canciğer kuzu sarması olan bu siyasal parti liderleri ve bunların bir altındaki lidercikleri, daha dün denecek kadar kısa dönemde birbirlerinin gözlerini oymak için uğraşıp dururlardı; şimdi sözde devletimizi parçalamamak milletimizi bölmemek için "milli birlik ve beraberlik ruhu" İçinde bir cephenin karargâhında saf saf dizilmişlerdir.
Son on altı yılın politikasına bakarsanız, gençlik ve ordu düşmanlığına tanık olursunuz. Demirel, ordudan da, gençlikten de, 27 Mayıs ihtilalinin öcünü almaktadır.
Gençlikten öç alınmıştır. Gençlik, kendi içinde parçalara bölünmüş, gençliğin devrimci kesimi, devlet desteğinden güç alan sağcı saldirganlarin kursunlarina hedef yapılmıştır.
12 Mart' in Genelkurmay Başkanı, ne yapiyor şimdi? Bir büyük bankada, ayda binlerce lira para alıyor; kendisine de yılda yuzbinlerce lira " temettü" veriliyor. Neyin karşılığıdır bu paralar, neyin, söyler misiniz ?
Bundan hiç şüpheniz olmasın... " kontrgerilla" kökü ve kaynağı Amerika da bulunan ve NATO ulkelerinde solcu örgütlenmeleri bastırmak için kurulan silahlı bir örgüttür.
Adalet Bakanı Müftüoğlu, MSP ileri gelenlerindendir. Mobilya yolsuzluğu ortaya atıldığında, savcılara dava açılmasi için emir verildigini kasıla kasıla açıklamıştı. Bizlerde saf saf gittik, ellerimizde ki belgeleri savcıya verdik. O gündür, bu gündür, ne savcıdan, ne Adalet Bakanından hiç ses çıkmadı .