You can find Oldest Bir Sap Kırmızı Karanfil quotes, oldest Bir Sap Kırmızı Karanfil book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Yeni dünya düzeni'nin (özal'dan beri Türkiye dahil) yer yüzünde nice ülkeyi içine soktuğu çıkmaz sokak işte budur, öyle bir çıkmaz ki, siyasi parti, sendika, kamu kuruluşu, hatta hükümet sorumlusu kişi, yetkilerini artık ulusal yani toplumsal sorumluluklarını yerine getirebilmek için değil; bireysel avantajlarını sağlamak için kullanmakta, bunda hiçbir beis görmemektedir; böylece yolsuzluklar da hem demokratikleştirilmiş hem de küreselleştirilmiş oluyor; yani toplumda, kimseye tutunacak dal bırakmıyor.
"...Atatürk'ün tarihi rolü, antiemperyalist bir mücadele nin kahramanı olmasıdır. (...) Atatürk Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkan Sevres muahedesiyle Türkiye'yi müstemleke haline sokan Garplı müstevlilere karşı doğmuş milli bir isyanın temsilcisi idi."
Acı bir şaka...
Hatırladıkça gülmez miyim? Menderes'in 'şahıs tahakkümü' yılları. Uzun tutulmuş bohem gecelerimizde, muhabbeti koyultmuşuz; fakat o ne, garsonlar dahil, bütün civar masalar kulak kesil miş, bizi dinliyor. Sadri'nin (Alışık) en illet olduğu şey de budur. Ne yapardı bilir misiniz? Bu gibi şeylerle uzaktan yakından ilgisi olmadığı halde; masum, haksızlığa maruz kalmış bir tavırla onlara döner: yahu!" derdi, "üç-beş komünist surda oturmuş mu habbet ediyoruz, dalgamıza taş atmasanız olmaz mı?"
Kelime öyle çarpıcıydı, o kadar ağır bir terör estiriyordu ki, on dakika sonra bir de bakardık, çevremizdeki masalar boşalmış, garsonlar toz olmuş! Ne acı bir şaka! Şimdi merakım şu: aynı acı şakayı bugün yapsanız, alacağınız sonuç çok mu farklı olacaktır? Demokrasiymiş!..
"...liberal emperyalizm, yani, 'sistem', düşmansız yaşayamaz!" derdi, "...savaş boyunca 'düşman' Alman faşistleri ve Japon militaristleri idi, şimdi Stalin'ci Ruslar, yarın kimbilir kimler olacak?"
Gezegenin kaderi iki yüz çokuluslu şirkete bağlı, bir bakıma bu şirketlerin 'sahipleri', gezegenin de 'sahipleri' oluyor; insanın hangi ülkeler olduğunu merak etmemesi mümkün mü?
"...beş 'gelişmiş' kapitalist ülke (Amerika Birleşik Dev letleri, Japonya, Fransa, İngiltere, Almanya) kendi aralarında en büyük 200 çokuluslu şirketin 172'sine sahip bulunu yorlar; bu kadarı bile, ülkeler arasındaki eşitsizlik derecesini gösteriyor..." (Le Monde Diplomatique, Mart 1994) Başka türlü söylersek, önce özelleştirip sonra küreselleştirilince, bazı 'enayilerin' sandığı gibi 'dünyadaş' olmuyorsun, 'sis tem'in bu beş büyük devletinden birisinin ya da birkaçının 'man dasına' ya da 'himayesine' girmiş oluyorsun; bunda senin payın, elbette 'enayi payı'dır da, onların payı asla küçümsenemez: "...80'li yıllarda görülen büyük ekonomik durgunluk bile, en büyük bu iki yüz çokuluslu şirketin başarılarını etkileyemedi; yayılmacılık eğilimleri, 1982'den 1992'ye satış toplamlarının 3.000 milyar dolardan 5.900 milyar dolara yükselmesinden anlaşılıyor..." (Le Monde Diplomati que, Mart 1994)
Sizce yeterince açık değil mi?
Gazi'nin 'bizzat' elden geçirdiği 'Medeni Bilgiler' kitabını gördünüz mü? Günümüzde, değme üniversite öğrencisinin kavrayamayacağı bir yoğunluktadır. Liselerde okutulurdu. Bizim nesli miz, hangi disiplinleri okumadı ki? Sırasıyla edebiyat ve tarih, coğ rafya, felsefe, sosyoloji, psikoloji ve mantık, hatta estetik ve astronomi! Bu kapsamlı 'müfredat', öğretimin ciddiyeti, sınıf geç menin zorluğu, yetiştirilecek 'yurttaş'ın, ulusal demokratik devri min temel ilkelerini benimsemesini, onlarla adeta 'özdeşleşerek' yetişmesini öngörüyordu. O yıllarda 'lise mezunu' bir genç, aldığı eğitimle hem yurt hem de dünya sorunlarını anlayabilecek, dahası tartışabilecek bir 'yurttaş'tır. Oysa 'soğuk savaş'ın ('sistem'in) en istemediği de bu!
Ortaöğretim hanidir, sıradan 'tüketici' yetiştirmeye yönlendirilmiştir; hem de 'enayi tüketici'! Bir vakitler 'misyoner' okullarında olduğu gibi, 'yerli halka' Batılıya 'benzemek' için, Batılının 'değerlerini kabul etmek', 'onun ürettiği malları kullanmak' alışkanlığı aşılanıyor. İmam hatip liselerinde ise ümmet sentezinin kalıcı değerleri tar tışılacak yerde, Cumhuriyet aleyhtarı bir atmosfer yaratı larak, kültürdeki 'birliği' bozacak öteki 'kutup' oluşturu luyor. Bilmez değilsiniz ya, 'sistem'in, denetimi altında tutmak niyetinde olduğu öteki ülkeler için, öteden beri seçtiği ve kullandı ğı metod aynıdır:
'Böl ve yönet!'