Harb-I Umumî Safahatına Ait Hatırat

Bir Serencam-ı Harp

İhsan Latif Paşa

Bir Serencam-ı Harp Gönderileri

Bir Serencam-ı Harp kitaplarını, Bir Serencam-ı Harp sözleri ve alıntılarını, Bir Serencam-ı Harp yazarlarını, Bir Serencam-ı Harp yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gerçekten Çinliler dünyanın en çalışkan kavimlerinden birisidir. Başlıca noksanları, artık anlamı olmayan, bir takım anane ve hurafelerden henüz yakalarını tamamen kurtaramamış olmalarıdır.
Esir olarak moskofların ellerinde yaşamaktan ise her türlü tehlike ve zorluklara katlanarak firar etmeyi ve bu uğurda başarılı olmazsam ölmeyi tercih ederim. Varsın bir Türk genarali de bu yolda ölsün. Bu ölüm ülkem ve ordum için bir şeref olur. Hiç olmazsa böylece tutsaklığın azaplarından kurtulmuş olurum.
Reklam
Firar gününün 23 Mayıs 1915 Pazar günü olmasını uygun buldum. Çünkü bugün ile müteakip iki gün Moskofların Yortu’suna rastlıyordu. İçkiye düşkünlükleri dünyaca bilinen Rusların, Yortu günlerinde sefih, sarhoş ve böylece de gafil bulunacakları belli idi.
Görüşme sırasında, Avusturyalı subaylardan yüzbaşı rütbesinde olanı teessürle Moskofların zulüm ve barbarlığını belirten ve şahidi olduğu bir vakayı hikâye etti. İnsan aklının kavrayamayacağı cinayet ve alçaklıkları canlandıran bu olayın, arz küresi üzerinde ancak yalnız Moskofların yapacağına hiç şüphe yoktur. Yüzbaşı, vakayı hikâye ederken hepimizin tüyleri ürperiyor ve gözlerimizden üzüntü ateşleri fışkırıyordu. Bu çok acı vaka şu idi: Rus Avrupasında bulunan "Perza" isimli şehrin istasyonuna epeyce uzak bir mesafede bulunan diğer bir askeri istasyonun ücra bir köşesinde günlerce terkedilmiş iki furgonde (yani askeri nakliyatta hayvanlara mahsus kara yük vagonu) üzerlerinde kilitlenmiş yetmiş seksen kadar esir Türk eri, aç ve susuz bırakılmış ve bu biçareler bu kilitli, pis vagonlar içerisinde günlerce devam eden feryatlarına hiçbir insanın kulak asmamış olması yüzünden inliye inliye ölmüşlerdi. İşte Moskofların Türk esirlerine karşı Dünyada örneği görülmemiş canavarlıkları....
Binaenaleyh; naçiz kalemimle yazdığım şu serüvenim; "İslâm Birliği ve Osmanlı İstiklâli" ülküsü uğrunda büyük bir azim ve iman ile çalışması lazım gelen bugünkü neslin genç evlatlarına, millî emellerimizin gerçekleşmesi yolunda karşılaşılacak her türlü engel ve zorluklara hiç ehemmiyet vermeyerek ve asla ümitsizliğe düşmeyerek olanca gayret ve kuvvetleriyle çalışmalarının ve ancak böylece başarıya ulaşabilmenin mümkün olduğunu kanıtlamaya yetecek küçük bir misalidir. Başımdan geçenleri ve vatandaşlarımın anlayışlarına sunmaktan diğer bir maksadım da; İslâmlığın ve Türklüğün en şiddetli hasmı bulunan zalim ve diktatör Çarlık hükümetinin insanlık ve uygarlıkla ilgisi olmayan ve Yirminci Yüz yılda biz Türklere karşı işledikleri zulümler ve barbarlığın apaçık misallerini anlatarak ezeli düşmanımız Rusya’ya karşı duymamız gereken intikam hislerimizin, gelecek kuşakların kafalarına yerleşmesini sağlamaktadır.
Tutsaklığımızın başından beri, sefalet içerisinde, çeşitli hakaretlere ve ancak bir serseriye yapılabilecek kötü muamelelere maruz kalarak geçirdiğimiz tren seyahatini, daha ne gibi feci olaylarla karşılaşabileceğimizi düşünerek üzüntü ve kederin en sert darbelerine uğramakta idim. Esir olduğum o meşum günün dimağımda, düşüncelerimde, varlığımda yarattığı buhranlar, zamanla arasıra sükûnet bulup da, muhakeme kudretim yerine geldikçe "Esir olarak Moskofların ellerinde yaşamaktan ise her türlü tehlike ve zorluklara katlanarak firar etmeyi ve bu uğurda başarılı olmazsam ölmeyi tercih ederim. Varsın bir Türk genarali de bu yolda ölsün. Bu ölüm ülkem ve ordum için bir şeref olur. Hiç olmazsa böylece tutsaklığın azaplarından kurtulmuş olurum. Aynı zamanda esirken de Moskoflara bir darbe indirmiş ve intikamımı almış bulunurum" fikir ve düşüncesiyle avunmaya ve amacımın gerçeklemesi için çareler aramaya başladım.
Reklam
58 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.