Bir Tarih Felsefesinin İlmi Esasları

Gustave Le Bon

Bir Tarih Felsefesinin İlmi Esasları Hakkında

Bir Tarih Felsefesinin İlmi Esasları konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
8/10
2 Kişi
11
Okunma
6
Beğeni
983
Görüntülenme

Hakkında

Târihi oluşturan hâdiseler muhtelif sebepler altında doğar. Bunların bir kısmı dâimîdir: Toprak, iklim, ırk gibi; bir kısmı ârizîdir: Dinler, istilâlar gibi. Târihte en büyük zorluklardan biri etrafımızı saran, gördüğümüz bir hâlin görmediğimiz uzak bir mâzinin doğurduğu bir hâl olmasıdır. Hâdiseleri iyice anlamak için geçmişteki sebeplerine doğru uzun uzadıya çıkmak lâzım-dır. Bir ilmin umûmî prensipleri, o ilmin felsefesini teşkil eder. Bu ilim değiştikçe felsefesi de değişir. Târih de bu umûmî kanunun hükümlerine tâbidir. Bu ilme dayanak olan fikirlerin çoğu, zamanla kıymetlerini kaybettiklerinden, eski fikir esasları yerine, yenileri konulmaya çalışılmaktadır. Târihin felsefesi, kâinata dâir umûmî bir felsefenin bir bâbı olduğundan, ilmî ilerlemelerin bir düstûr hâline koymaya müsait bulunduğu yeni telakkîlerden bazılarını düşünmek mecburiyeti hissolunmuştur. (Tanıtım Bülteninden)
Çevirmen:
Haydar Rifat
Haydar Rifat
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 31 dk.Sayfa Sayısı: 230Basım Tarihi: Haziran 2016İlk Yayın Tarihi: Ekim 2004Yayınevi: Ötüken Neşriyat
ISBN: 9786051554518Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 31.8
Erkek% 68.2
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Gustave Le Bon
Gustave Le BonYazar · 16 kitap
Fransız sosyolog ve antropolog. Toplum ve kitle psikolojisi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır. Hayatı ve Düşüncesi 7 Mayıs 1841 tarihinde Nogent-le-Rotrou 'de dünyaya geldi. Tıp eğitimi aldığı halde sosyal bilimlere yöneldi.1895 yılına kendisine büyük ün kazandıran ve alanının öncü çalışmalarından biri olan "Kitleler Psikolojisi" adlı eserini yayınladı. Devrimlerden ve bilhassa Fransız devriminden nefret eden Le Bon her türlü topluluk gibi temsil işlevi gören meclislerin de kitle psikolojisini yansıtan bir "kalabalık" olduğunu savunuyordu. Ona göre bireyin zekâ seviyesiyle orantılı kararlar almasını önleyen "yığın psikolojisi" sendikaların, siyasî partilerin ve bilhassa meclislerin çalışmasına egemen olarak batı uygarlığının çöküşünü hazırlıyordu. Bu süreci tersine çevirmenin tek çaresi seçkinlerin inandıkları dönüşüm programlarını bu tür temsilî yapılara karşın taviz vermeden uygulamalarıydı. Bu programları kitlelere benimsetmenin yolu ise bunları onların onayına sunmak değil, bunların kendilerinin yararına olduğunu onlara sürekli biçimde tekrarlayarak içselleştirilmelerini temin etmekti. 13 Aralık 1931'de Marnes-la-Coquette'te ölmüştür.