Hayattan aldığımız her zevki ona muadil bir ızdırapla ödediğimizi bildiğim için, hiçbir şeyden yüzde yüz saadet ümit etmiyor ve yüzde yüz felaketten korkmuyordum. Bunun ikisi de imkânsızdır. Çünkü ruhi varlığımızı hazla kederin muvazenesine istinat eder, işte en büyük adalet ve müsavat! İnsan, çektiği ızdırap nispetinde zevk duyar: Ne kadar acıkırsa yemekten, ne kadar yorulursa dinlenmekten, ne kadar ararsa bulmaktan o kadar zevk alır.
Sayfa 48 - Ötüken