Kızılordu'dan Kafkas Milli Lejyonuna

Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi Hatıraları

Cabbar Ertürk

En Eski Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi Hatıraları Gönderileri

En Eski Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi Hatıraları kitaplarını, en eski Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi Hatıraları sözleri ve alıntılarını, en eski Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi Hatıraları yazarlarını, en eski Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi Hatıraları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
430 syf.
·
Puan vermedi
Cabbar Ertürk'ün hayat hikayesi var kitapta. Azerbaycanlı bir Türk olan Ertürk, II. Dünya Savaşında SSCB ordusunda yer almış yüz binlerce Türkten biridir. Ancak savaşta Almanlara esir düşer. Esir kamplarında sıkıntılı aylar yaşar. Maalesef komünizmin ezdiği Türk kökenli insanlar için Almanlar da çok farklı değildir. Gelgelelim bir müddet sonra Almanlar esir Türklerden bir Türkistan lejyonu oluştururlar ve Kızılorduya karşı kullanmak isterler. Lakin müttefiklerin de savaşa girmesiyle gidişat aleyhe döner. Artık Cabbar Ertürk gibiler için geri dönüş düşüncesi yoktur. O da bir yolunu bulup çok sevdiği Türkiye'ye iltica eder. Kitap Ertürk'ün hatıratı durumunda.
Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi Hatıraları
Bir Türk'ün 2. Dünya Harbi HatıralarıCabbar Ertürk · Turan Yayıncılık · 20054 okunma
Harbin bitiminde -sözde Nazizmi, şerrin iblisi olduğunu ilanla, bunun kökü kazınmadıkça, "dünyada ebedi barışın" sağ­lanamayacağı öncülünden yola çıkan ahir zaman manipülatörle­ri (Batı emperyalizmi), başlatmış oldukları kampanya ile, sözde Nazizmi yok etmeye çalışırken, vatanını ve milletini seven her kimseyi "faşişt" ilan ederek, ilk önce vatanperverliği, hamiyet­perverliği ve milliyetperverliğin köklerini sarsarak, insanlardaki vatan ve millet sevgisinin ruhunu bozarlar. İnsanlığı, siyah be­yaz film perdesi karşısında adeta hipnotize eden bu güç, aslında milliyetperverliği ebediyyen aforoz ederken, diğer yandan ken­dinin insan eti ve kanıyla hayat bulacağı, kanlı bir dünya yaratır. Elbette bunun adı kapitalizm, liberalizm ve demokrasi adıyla müşahhaslaşmış adı Anglo-Sakson emperyalizmidir. Pek tabi Anglo-Sakson emperyalizmi (ABD) bir yanına aldığı semitizm ile yedeğine aldığı komünizm, kendinin devleşmesine yardım eden iki önemli unsur olur. O ünlü "manipülasyon" maymuncu­ğuyla, bu korkunç dev, bir yetmiş yıl boyunca ''komünizm" teh­likesiyle ABD emperyalizminin ocağına odun, diğer yanda ka­dim İsrail'in oğulları bu devin gönüllü cellatları olarak, onun su­nağına sürekli insan kanı, gözyaşı ve teri taşırlar.
Reklam
Herkes Auschwitzi bilir kimse Katyni bilmez
2. Dünya Harbinin yegane günah keçisi ilân edilen Nazizm, çift yönlü bir manipülasyonla bir yanıyla, milliyetperverlikle özdeşleştirilip, vatan ve millet duygusu törpülenirken, diğer yanıyla en küçük anekdotu veya aşk hikayesiyle, edebiyattan, sahne sanatlarına, siyasetten, ilme kadar hemen her sahada "Yahudi" trajedisi ola­rak sunulur. Sanki harbin yegane mağduresi Yahudilermiş gibi. Manipule edilen bu tarih kesitinde ocağı sönen milyonlarca Po­lanyalı, Ukraynalı, Türkistan Türk'ü, Kafkasyalı müslüman hat­ta binlerce Rus'a yer yoktur. Sözün gelişi, Polonya'da Naziler tarafından enterne edilen bir Yahudi ailenin dramı kamuoyu oluşturma yolunda abartılı biçimde senarize edilirken, Katyn katliamından kimse haberdar değildir. Hiç şüphesiz dünya kamuoyunun haberdar olmadığı sade­ce Katyn katliamı değildir. Mesela, Ukrayna'da ünlü "Açlığın Gözleri"nde olduğu üzere, milyonlarca insanın tıpkı davar sü­rüleri gibi kırlarda ot yiyerek açlıklarını giderdiklerinden, 18 sa­at içinde (bir gecede) Kırım Tatarlarının hayvan vagonlarıyla, Çeçenlerin ve Ahıskalıların toplu olarak sürgün edildiklerin­den, örneklerini onlarca, yüzlerce çoğaltabileceğimiz benzeri acılardan da haberdar değillerdir. 2. Dünya Harbi, ABD ve müttefiklerinin galibiyetiyle bit­miş, mağduru olan Yahudiler kurtarılmış, bütün dünya onları büyük bir şefkatle bağrına basmış ve onların mağduriyetlerini vicdani bir borç kabul ederek, neredeyse kıyamete kadar süre­cek "özür" dileme yarışına girmiştir..
1940-1942 seneleri arasında Sovyet Kızılordusundan Almanlara esir düşen asker sayısı beş milyon civarında olup, daha sonra Alman kaynakları­nın doğruladıkları gibi bunların 1 milyon 700 bin'i yaşları 18-60 arası Türk ve Rusya Müslümanlarından oluşmaktadır..
Naziler tarafından, bir kısım Türk ve Müslümanlar "Yahudi" diye kurşuna dizilerek bir kısmı da Esir kamplarında tel örgüler içinde barınaksız ve açlığa mah­kum edilerek 600 bin Türkistan Türk'ünden 400 bin'i kamplar­da ölür. Yine, bu esir kamplarında (Çesthnov) Yahudi sanılarak, son anda kurşuna dizilmekten kurtulanlardan biri de Baymirza Hayit'tir.
Mehmet Said Şamil: Ünlü Kafkas mücahidi Şeyh Şamil'in torunu, Mehmet Kamil Pa­şa'nın oğludur. 1901'de Medine'de doğmuştur. Hayatı boyunca Kuzey Kafkasya me­selesini gündemde hıtmuş, esir milletler, İslam konferansı ve Birleşmiş Milletler nez­dinde sürekli olarak gündemde tutmuştur. 2. Dünya savaşında Almanya'ya giderek Kafkas Milli Lejyonu'nun kurulma çalışmalarına katılmış ve Rusya esaretinde yaşa­yan halkların entellektüelleriyle birlikte Promete Hareketi grubunun kurucuları ara­sında yer almıştır.
Reklam
280 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.