Bir Yaz Akşamı On Buçukta kitaplarını, Bir Yaz Akşamı On Buçukta sözleri ve alıntılarını, Bir Yaz Akşamı On Buçukta yazarlarını, Bir Yaz Akşamı On Buçukta yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Göçüp gitmiş aşkların yakıcı tadı var ağzında.”
Biten aşkları anlatan, kısacık, yalın bir kitap ancak okurken hissettiriyor yaşanılan can sıkıntısını. Yazdıklarıyla yazmadıklarını düşündürten bir kitap.
Maria ve Rodrigo Paestra'nın hikayesini öyle bir noktada kesiştiriyor ki Duras. Tekrar okunası, üzerine günlerce düşünülesi.
Maria, eşi, çocuğu ve kız arkadaşı ile çıktığı tatilde fırtınaya yakalanıp bir kasabada konaklar ve Rodrigo'nun eşi ve eşinin sevgilisini öldürmesi ile karşı karşıya kalır. Sevgiyi derinlemesine inceliyor Duras. Bazı şeyleri yazmadan söylemiş oluyor okura. Bazı cümleleri ise gayet net.
İkili ilişkilerde nerede dur denilmesi gerektiğine dair olan durumu çok çarpıcı bir şekilde öğreniyor Maria. Farkına varabilmek bazen acı verir ama varmak da gerekir. Bu kısa ama uzun yolculukta el ele yürüdüm Maria ile. Onun duygularını anlamaya çalışarak, onun Rodrigo'yu anlamaya çalışması gibi.
Hayatınızın bir zamanında şans vermelisiniz bu kitaba ve hatta Duras'a.
Ufkun, renksiz, değişken, sınırlanması imkansız ufkun bir yerlerinde bir yerlerinde bir saldırı başlıyor. Zihnin bir yerlerinde bir saldırı başlıyor, bedende ise giderek artan bir rahatsızlık, daha önceki hiçbirinin anısına indirgenemez cinsten, kendi üslubunu arayan bir rahatsızlık. Halbuki, halbuki, gökyüzü dupduru ve mavi, öyle olduğunu kabul edelim. Hala öyle. Elbette tesadüfi bir aydınlıktı sadece, ruh halindeki bir değişimin kusursuz bir yanılmasıydı ve eskilerden gelen ani bir kendinden hoşnutluğun etkisi altında ortaya çıktı, çeşitli yorgunlukların ve yorgunluğun, bu gecenin etkisi altında. Belki de?
Pierre'in onun üzerindeki iktidarının, ona olan aşkında kusur etmesinin, ona yönelik iyi niyetinin yeri doldurulmaz parfümünü püskürtmüş üzerine, aşkın sonunun kokusu var üzerinde.