Mustafa Kemal, arazide bir alayın eğitimini izlerken aniden birkaç şapkasız ve silahsız jandarma eri çılgınca ona koşarak bağırıyordu: "Geldiler, geldiler." "Kimler geldi?" "İngliş, İngliş." Mustafa Kemal dönüp sordu: "Merminiz var mı?" "Evet." "Tamam öyleyse.İleri."
"Tarih ve savaş teorisi konusunda çok bilgili olan Lawrence, bilgisini gayri nizami koşullara intibak ettirecek esnekliğe ve Türklerin kaynaklarını tüketmek için Arapların seyyar kıvılcımlarını şiddetli bir aleve dönüştürecek, etkili bir kişiliğe sahipti."
“Muharebe sanatı ender bulunan bir niteliktir, doğuştan gelen ve orijinal bir liderlik ürünüdür ve onun yokluğunda sırf cesaret bile genellikle sözde tecrübeden daha etkilidir."
"Muharebe sanatı ender bulunan bir niteliktir, doğuştan gelen ve orijinal bir liderlik ürünüdür ve onun yokluğunda sırf cesaret bile genellikle sözde tecrübeden daha etkilidir."
Üstelik Türklerin morali o kadar düşüktü ki, genellikle ileri
sürüldüğü gibi, Türk ordusunun olmuş bir erik gibi eline düşmesi için Allenby'nin sadece elini uzatması gerekmişti.
Kayzer Bismarck her ne kadar felsefesini 1868 yılında dile getirdiği "zayıf, güçlü tarafından yutulur" ifadesinde özetlese de, Bismarck'ın açlığı, üç öğünden sonra, 1870-1 871 arasında cereyan eden Sedan Muharebesi'nden sonra yatışmıştı.