Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kent Ulaşımında Bisiklet

Bisiklet Zen

Juan Carlos Kreimer

Bisiklet Zen Sözleri ve Alıntıları

Bisiklet Zen sözleri ve alıntılarını, Bisiklet Zen kitap alıntılarını, Bisiklet Zen en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Biriyle ya da bir grupla da olsa, bisikletli her zaman tek başına, neredeyse hiç konuşmadan pedal çevirir. Düşünür ve düşünmeyi bırakır. Düşünceler gelir ve gider. Gördüklerimiz karışır. Kendimizle konuşmayı bırakana kadar ne düşündüğümüzü unuttuğumuz an gelir. Zihnin olduğu, bisikletlinin tek başına yolculuk yaptığı yer orasıdır. Bu, yalnız kalmaktır. Yalnız kalmak bir kişinin tek başına olması değil, kendisiyle baş başa kalmasıdır. Herhangi bir cevaba ya da yalnız olmadığını hissetmek için bir başkasının varlığına ihtiyaç duymamaktır.
Reklam
Şair ve bisikletli Gary Snyder şöyle der: Yol, yaşananlardır - kendi içinde noktalanmaz. Yol boyunca ilerlemek için yola dönüşmeniz gerekir.
Her sanatçı bilir, gerçek sanat onu yapanı memnun edendir.
Egzersiz aklımızı boşaltmayı, farklı yollar açmayı ve ibrenin hareketini serbest kılmayı hedefler; yeni fikirlerin ortaya çıktığı ve gerçek sürprizlerin olduğu, sonrasında "Bu kadar barizse nasıl daha önce fark etmedim." dediğimiz yerdir. Hepsi oradaydı ve her biri gözümüzün önünden geçip giderken zihnimizde iz bıraktılar.
Yolculuk fikri; bir noktaya ulaşmayı değil, yolculuk sırasında ne keşfedildiğini içerir.
Reklam
Tüm zen öğretileri bisiklete binip pedal çevirmeye başlamak gibi basit bir eylemle temsil edilir. Denge ile sabit ve yumuşak tempoyu korumak beyin hücrelerini harekete geçirir. Einstein, izafiyet teorisini bisikletiyle giderken düşünmüştür. İster inanın ister inanmayın, bisiklet, meditasyonda ortaya çıkana benzer, özgürlüğe açılan bir kapıdır.
Bisiklete bindiğinizde ve pedal çevirmeye başladığınızda eylemlerinizin iradeniz dışında gerçekleştiği ve hayatın da durduğu duygusuna sahip olduysanız, size neden bahsettiğimi açıklamama gerek yok. Zen, buna varoluş diyor.
Bazı bisikletliler içsel gülüşün çağrısını hissediyor ve bisikleti sosyal varoluşlarının merkezine koyuyor.
Budistler ellerini göğüslerinin önünde birleştirir ve göğüs ile kafalarını yavaşça eğerler. Bu şekilde, bir başkasının içinde olan Buda'nın doğallığını selamlarlar (gassho). Pedallayarak gelen birini geçerken bisikletli de o mimik aracılığıyla aynısını yapar. O anlık gülümseme, Zen'in mührüdür. . Kime selam verdin? Bisikletle geçene. Tanıyor musun? Hayır.
Reklam
Bicycle Diaries'in önsözünde David Byrne, şehirlerin birey değil, sosyal bir hayvan olan bizlerin en derin inançlarının ve bilinçdışı düşüncelerinin fiziksel manifestosu olduğunu söyler. (...)Bunların arasında bisiklet sürmek, devasa bir global akla sahip bir türün kolektif sinir yollarında gezmeye benzer.
Bisikletle, gittiğimiz yere daha az odaklanarak yavaşça yol almak ufkumuzu açan detayları fark ettiğimiz, etkilendiğimiz yerlerde bizi durduruyor. Kişinin kendine dair küçük muhteşem keşifler...
Çocukluğundan beri bisikleti sevenler için bisiklet asla ölmez. Hiçbir bisiklet de tamamen ölmez. Sökülüp parçalarına ayrılmasına karşın, birileri paslanmış kadroyu çöp kamyonu gelmeden kurtarır. Diğer bisikletlerin ayrılmış parçaları veya başka parçalarla yeniden bir araya getirir. Sürekli yeniden hayata dönüp bisikletli ve bisiklet arasındaki bağlantıyı yeniden kurarlar.
Eski alışkanlıklar askıya alındığında yeni güçler harekete geçme şansına sahiptir.
Gerçek sanat, küçük egonun tatmini değil, bir 'ben'in ötesine geçip bir 'ben olmayanı' bulma tezahürüdür. Yeni doğan insan evladının kültürel baskılarla öğrenmesi gereken ilk şeylerden biri 'ben' ile 'ben olmayan' arasındaki farktır. Kendini tanımlamayı öğrenmesi ve bundan sonra da, değiştirilemez bir varlık olarak düşünülmesi gerekir. Bebeğin bilmediği ve erişkin bireyin unuttuğu, hiçbir 'ben' , 'ben olmayan'sız hayat sürdüremez. 'Ben' ve 'ben olmayan' arasında bir ayrılık yoktur. Tüm sınırı ortadan kaldıran bir süreklilik vardır.
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.