Aylardan beri günde en az on iki saat çalışarak iş arıyordum. Memleketimizde arkası olmayanlar için iş bulmak, petrol bulmaktan çok daha zor olduğundan, ben de aradığımı bulamıyordum.
"Tezgâhın karşısındaki duvarda büyük bir ayna vardı. Aynanın tam önündeki masada, yüzü aynaya dönük bir adam, tek başına oturmuş, içip duruyor, biyandan da kendi kendine konuşuyordu aynadaki hayaline bakarak... Konuşurken ah-of çekerek ağlıyor, arkasından kahkahalarla gülüyordu.
Birden büyük bir şangırtı duyuldu. Tek başına içen adam, önce kadehini, sonra sürahiyi atıp aynayı kırmıştı. Böylece, saatlerdir konuştuğu adamı öldürmüştü.
Hangisinin ölüp hangisinin sağ kaldığını kimse bilemeyecekti, kırılan aynada ölen iyimser olan mıydı, yoksa kötümser olan mı?"