Boğaziçi'nin manzarası da tabiatı gibi karadeniz ağızlara doğru daha sarptır. Onda, göğün ve denizin bütün o azgın saldırıışlarına göğüs gerer yalçınlıkda bir duruş vardır. Yamaçlarında karşılıklı viran olmuş iki kale ve kıyılarında tümsekleri görülen tabyalar bu tabiatın savaşçı sergüzeştinden birer izdir. Koyu ve keskin durumu o tesiri verir ki, aşağılarda, yamaçlarının insan eli değe değe yumuşamış ve munisleşmiş teni, orada hala üzerine el sürdürmemiş bir yele sertliğindedir. Bu bakımdan onda efsanevi, destani bir hal vardır. Aşağılarda şehirleşmiş boğaziçi orada artık köydür.
Heraklios (610-641) zamanında, 626’da Sahrbaraz idaresindeki bir Sasanî ordusu Khalkedon (Kadıköy)’u ele geçirerek, Boğaziçinin Anadolu kıyısında ordugâh kurmuş, 717’de kuvvetli bir Arap donanması yine burada üslenmiştir.