"Bizim Büyük Çaresizliğimiz" kitabı benim için gerçekten zaman kaybıydı. Kitapta hoşuma gitmeyen şeyler var. En başta iki tane adamın kendilerinden yirmi yaş küçük ve yine kendilerine emanet edilen bir kıza ilgi duymaları. Aşk maşk da değil. Ender karakteri bunu itiraf ediyor kitapta kendine soru sorarak. Hatta Nihal'e duyduğu şehvetin iç gıcıklamasından bahsediyor. Ve diğer hoşuma gitmeyen şey de Ender'in herşeyi kitapta itiraf ederken çıktığı kadınlara aslında aşk duymadığını ve onları "sevişilecek güzel varlıklar" olarak söylemesi; kadınları sadece cinsel obje olarak görmesi beni çok rahatsız etti. Kitaptaki Ender karakteri herşeye bir anlam yüklemiş. En basitinden Çetinle birlikte yürümeye, birlikte mutfakta yemek yapmaya vs. yani demek istediğim; her gün yaptığımız çok sıradan olaylara dahi ne kadar mühim anlam yüklendiğini görmek mümkün. Tabi elbette bu kadar basit olayları Ender'e güzel gösteren etken, onları değer verdiği insanlarla birlikte yapıyor oluşuydu. Peki Barış Bıçakçı'ya tekrar bir şans verir miyim ? Pek mümkün gözükmüyor.