Boğaziçi'nde Kırk Yılım
Haluk DursunBoğaziçi'nde Kırk Yılım Sözleri ve Alıntıları
Boğaziçi'nde Kırk Yılım sözleri ve alıntılarını, Boğaziçi'nde Kırk Yılım kitap alıntılarını, Boğaziçi'nde Kırk Yılım en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Yahya Kemal / Hayal Şehir
Git bu mevsimde, gurup vakti, Cihangir'den bak!
Bir zaman kendini karşındaki rüyaya bırak!
Sayfa 67
Boğaziçi'ni gezmenin, Boğaziçi'nde gündüz seyrana, gece mehtaba çıkmanın olmazsa olmazı şiirdir, musikidir. Hem şarkılarda Boğaziçi vardır, hem şarkılarla Boğaziçi... Musikiyi tamamlayan, ona fon oluşturan, arka plan olarak yerini alan mehtaptır...
Sayfa 71
-Sorarlarmış, dünyanın en güzel yeri neresi?
Cevap: Mutlaka İstanbul.
Sayfa 9Kitabı okudu
Ama görene... Köre ne...
Sayfa 135
Rubai
Bir şeyde gözüm yok, kuru bir can kafi
Hoş-beş edecek ehl-i ihvan kafi
İkbaline bel bağlamadım dünyanın
İstanbul içinde bir Emirgan kafi
Sayfa 46
Boğaziçi dünyadaki en güzel manzaralı yerlerden biridir. Bunda hiç şüphe yoktur. Yüzyıllar boyunca insanların bütün hoyratlığına, kabalığına, saldırılarına rağmen kendisini kısmen de olsa koruyarak doğal güzelliğini cömertçe bize sunmaya devam etmektedir. Eski bir tabir vardır; "Cami yıkılsa da mihrap yerinde kalır!" İstanbul ne kadar kötü kullanılırsa kullanılsın, şehrin mihrabı olan Boğaziçi hala ve her şeye rağmen güzeldir.
Sayfa 9
Geçmiş, geçen veya gelecek vakti duymadan
Aheste çek kürekleri mehtab uyanmadan
Bizanslılar zamanında Poseidon’un simgesi olan yunus balığı çok önemsenmiş. Şehre bereket getireceğine hatta onun sayesinde depremlerden korunulacağına inanılmıştır. Ayasofya’nın neflerinde yunus balığı motiflerinin bulunduğunu bilmem kaç İstanbullu bilir !
Sayfa 22 - Haluk DursunKitabı okudu
Boğaziçi'ndeki sarayların bahçelerinde çalışan yerli ve yabancı bahçıvanların memleketlerine göre dağılımına baktığımızda ilk sırayı Kastamonuluların aldığını görüyoruz. İkinci olarak Arnavut diye tabir edilen İşkodralılar vardır.
İlk gecemi geçirdiğim bina, bazen Naime bazen de Naile Sultan ismi verilen, soğuk, taş, devasa boyutta bir yapıydı. Arkadaki sahil yolunda demir parmaklık kapıdan rahmetli dedemle merdiven basamaklarını yavaş yavaş inmiş; sol tarafta, içersinde kameriye bulunan bahçeyi dikkatle süzmüş ve sonra denize doğru ilerleyip kıyıdan şöyle bir Boğaz'a bakmıştım. İşte o ilk bakış, Boğaz'la o ilk göz göze geliş bütün bu hayatımı nasıl da değiştirivermişti.