43. SONE
Elizabeth Barreth Browning
Seni nasıl mı seviyorum? Dur anlatayım.
Seni ruhumun erişebileceği derinlikte,
Ende ve boyda seviyorum.
Varlığın ve düşsel erdemin sınırları
Görünmezken gözüne,
Seni her günün en sakin anı gibi seviyorum,
Güneşle ve mum ışığıyla.
Seni özgürce seviyorum, hak için savaştığı gibi insanların.
Seni safça seviyorum, şükran duasından dönmeleri gibi inananların.
Eski acılarıma ve çocukluk inancıma
Sunulmuş tutkuyla seviyorum.
Seni, kaybettiğimi sandığım bir aşkla seviyorum,
Kayıp azizlerimle, nefesimle seviyorum seni,
Ömrümün tüm tebessümleri ve gözyaşlarıyla
Ve Tanrı izin verirse eğer
Seveceğim seni, öldükten sonra da.
Böğürtlen kışı… Umudunuzun tükendiğini hissettiğiniz bir an ve o andan sonraki zaman, sizin yaşamaya dair harcadığınız çaba, tam anlamını ifade edemiyor olabilirim ama karanlık çöksede mutlaka güneş doğacaktır. Bu kitap tam anlamıyla bunu anlatıyor.
Aslında beni bu kadar etkileyeceğini düşünmemiştim. Ama gelin görün ki düşünmediğim ve hissedeceğimi bile bilemediğim duygularla bitirdim kitabı. Çok üzüldüm, bir kadın olarak belki ileride bir anne olduğumda bir anne olarak, evlat acısının varlığını bu kitabı okurken bir misli daha iyi anladım.
Bazen evladımızı bazen de başka durumlarda başka insanları kaybederiz, üzülür müyüz, tabî bu mutlak bir gerçektir ama bu süreçte kendimizle barışmayı ihmal etmemeliyiz.
Okuyan herkesin beğeneceği bir kitaptı.