günümüzde edebiyat adına, o kadar çok işe yaramaz klişelerin gürültüsü yapılmaktadır ki, bu gürültü içinde gerçekten iyi olan şiirin, hikayenin, romanın sesi, ancak güçlükle duyulur gibi olmakta, bazen de hiç duyulmamaktadır
Felsefesiziikten ötürü baş döndürücü bir kimlik bunalımı içerisindeyiz. Ne liberali gerçekten liberal olan, ne sosyal demokratı gerçekten sosyal demokrat olan bir maketler toplumunda yaşıyoruz sanki.
Muhammed'in, Mekke'den Medine'ye göçü dolayısıyla hicr (hicret, hicri, hecr) sözcükleri de Türk diline girmişti. 20. yüzyıl edebiyatında dahi, yakın zamanlara kadar kullanılan "hicran" sözü de aynı kökten gelir. Sürgün, kendiliğinden hicran'ı getirir
İnsanoğlu henüz kendisini kurtaramadı. "İnsanoğlu Neredeydin?" İnsansal tarihin "tarih öncesi"ni yaşıyor gerçekten. Onca bilimsel, teknolojik ilerlemeye karşın, insansal bir dünya gereğince yaratılamadı daha. Silahlanma yarışı, uzay yarışı sonsuzca sürüyor da, dünya "insanların dünyası" haline gelemiyor daha.
Türkiye adı verilen bu ülkede, trajiğin tam içinde olduğu halde, hep başarıya doğru yol aldığını sanan, yaşamın trajik anlamını kavramayan insanlar mı yaşamakta?
"Bireyci yapıt-toplumcu yapıt" ayrımı edebiyat eleştirisi alanında, günümüzde, "sosyalist kuram" adına yapılıyor. Ama bu çeşit basitleştirilmiş, ayağa düşürülmüş ayırımların, aslında kuramın da yapısına aykırı olduğu açık. Çünkü kuram, oluşma sürecinde, elbette bireyin durumunu da toplumsal koşullarla birlikte ele almaktaydı; bireysel yabancılaşma sorununu toplumsal koşullardan, toplumsal konumu da tarihsel gelişimden hiç mi hiç ayırmıyordu.
"Şu birey!" Bir başına, bireysel insan. Danimarka dilinde "einzelne", "enkelte" ( unique 1 tek insan). Kendisi olmak isteyen, kendi başına kararlar vermek isteyen insan -şu birey!- ortaya çıkmadan insan özgürleşmesinden söz edemezsiniz. O olmadan söz edebileceğiniz özgürlük, toplumsal koşulların zorunlu düzeltilmesi ölçüsünde bir özgürlüktür ancak.
Sonunda hepsi aynı, hiçbir fark yok aralarında. Hayat herkes için aynı basitlikte. Bir porsiyon istakoz ya da bir porsiyon morina filetosu*, bir çift ipek ya da bir çift pamuk don. İşte hepsi bu: Bu çeşitten nitelik ayrılıkları; biraz da insana dokunan bu.