Uzmanlar anne kız bağının karmaşıklığından, çatışma ve gelgitlerinden bahsediyordu. Ama ben farklı bir şey hissediyorum; ilgi ve alaka eksikliği, sevilme hissinin yokluğu. Yıllarca bu durumu çözemedim ve normalleştirmeye çalıştım.
Annelik çoğu kültürde kutsal bir müessese ve bu yüzden genellikle olumsuz bir yaklaşımla ele alınamıyor. Kızlarına annelik yapmamış anneler ve bu annelik yapmama halinin hem kızların çocukluklarında hem de yetişkinliklerinde yol açtığı acılarla ilgili bir kitap yazmaya karar verdiğimde bir tabuyu yıkıyormuşum gibi hissettim.
Annesizlik hissini ve annelik etmeyen anneler olabileceğini anlatan bir kitap harika olurdu. Ayrıca kızlarının bu annelerle ilgili öfkeyle karışık sevgilerini ve zaman zaman nefret gibi çakışan hislerini anlatan bir kitap da bulamadım. Çünkü iyi kızlar annelerinden nefret edemezdi ve bu kötü hisler hakkında konuşamazdı. Annelik çoğu kültürde kutsal bir müessese ve bu yüzden genellikle olumsuz bir yaklaşımla ele alınamıyor.
Duygusal miraslar genetik miraslara benzer. Kimse fark etmeden bir nesilden diğerine aktarılır. Bazıları cazip ve muhteşemdirler. Harika ve gururlu hissederiz. Ama bazıları kalp kırıcı ve yıkıcıdır. Durdurulmaları gerekir. Onları bizim durdurmamız gerekir.