Hikayeler bana bir fotoğraf karesi hissiyatı verdi, bir o kadar gerçek bir o kadar samimi. Üst komşu ya da ihtiyar ya da mahalledeki çocuğu ben de tanıyordum sanki.Tesadüfen elime geçen bu kitapla yeni bir yetenekle de tanışmış oldum. Yolun açık olsun
“O silah sana doğrultulsaydı silaha iki yüz metre mesafeden namlusunun ucunu bile görürdün. Ama namlunun ucu senden başkasına çevrilince burnunun ucunda dumanı tüten silahın sesi kulaklarına varmadı ne yazık!”
Ben her nasılsa o konuşurken eksilerek ona dahil oluyordum. Eksiklik onda tekrar vücuda gelen bir varoluştu. Yoksa bu bir aşk mı? Ben onun öldüreceği kaçıncı kişiydim?