Kimsesizliğin karanlık dehlizlerinde hayata küsmüş, çaresizlikten yüreğinin ışığı sönmüş birine el uzatmanın manevi zevkini kim yaşayabilir? Kim, umudu tükenmiş bir yüreğe umut olabilir?
Ağaçlar dikerek büyük ormanlar kurabiliriz. Mimarî eserler yaparak dünyanın her yerinde "muhteşem mimar" diye tanınabiliriz. Yazar olarak kitaplarımızla şöhretimiz her yere yayılabilir. Peki ya, kimsesizliğin karanlık dehlizlerinde hayata küsmüş, çaresizlikten yüreğinin ışığı sönmüş birine el uzatmanın manevî zevkini kim yaşayabilir? Kim, umudu tükenmiş bir yüreğe umut olabilir?