Ekonomimizin bu duruma düşmesine, akıl almaz sorumsuzluklarıyla neden olanlar, hasta yatağının başında, hiç sıkılmadan iki bin yılına yönelik masallar söylemekte..
İşsiz ve aç bıraktıkları kimselerden, gençlerden bazılarının çaresizliğini sömürerek, onları baskıyla veya çıkarla kendi "dava" larına bağlamaya uğraşıyorlar.
Korkulu bakışlarını öteki insana çeviriyor. Bıyıklı, koca bir adam o. Ağlamaya başlıyor Atiye. Kocaman adam yerinden kalkıyor. Gelip Atiye'nin yanıbaşına oturmak istiyor. Oturup başını okşamak istiyor. Atiye, yerinden fırlayıp kapıya doğru koşuyor. Koşarken bağırıyor: *Ana!..>>
Koca adam ondan önce fırlayıp kapıyı arkadan kilitliyor. Sonra bir tokat atıyor Atiye'ye. Yataktaki kadın inliyor.
«Vurma, korkutma ilk günden, » diyor. Susuyorlar. Susuyorlar.
«Ben eve gideceğim,» diyor Atiye sonunda.
Evin burası oldu,» diyor koca adam. «Sen karımsın. Ben kocanım. Ama söz olsun, büyüyünceye kadar, sürmem elimi sana... Sürmem elimi... Bana karılık değil, anama hizmet işin...».