Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Brecht Estetiği ve Sinema

Mutlu Parkan

Brecht Estetiği ve Sinema Gönderileri

Brecht Estetiği ve Sinema kitaplarını, Brecht Estetiği ve Sinema sözleri ve alıntılarını, Brecht Estetiği ve Sinema yazarlarını, Brecht Estetiği ve Sinema yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
mesel, teatral uygulamanın can alıcı noktasıdır. Çünkü insanlar arasında geçenlerin tartışılabilir, eleştirilebilir ve değiştirilebilir olanlarının tümü oradadır.
Şey, kendi kaynaklarını ve doğuşunun sırrını (a.b.ç.) saklayarak, yani insanlar arası birtakım ilişkiler içinde, insanlar tarafından yaratılmış olduğunu maskeleyerek, insanı kendi haline getirmektedir.
Reklam
Yani, "olma"nın biricik ve temel koşulu, üretim, mübadele, ve tüketim süreci içinde aktif olarak yer almaktır, işbölümü ve meta üretimiyle tanımlanan toplumumuzda insan, emeğiyle yer almaktadır. "Emek hem ferdi, hem sosyaldir; hem kısmî, hem tümdür; hem farklılaşmış, hem bütünseldir; hem niceliksel, hem nitelikseldir; hem basit, hem karmaşıktır; hem üretici, hem üretmek içindir; hem gayrimütecanis (homojen-bağdaşık değildir), hem mütecanistir (bağdaşıktır). Emek emek olmayanla (avarelik, boş zaman) çatışmaya girer (...) emekten, bir form doğar; bu kol emeğinin büründüğü (alındığı) formdur, yani (metadır)."
Çünkü, seyircinin tükenmesi, yani zihinsel faaliyetten yoksun bırakılarak her türlü eleştiriden uzaklaşması, "gerçeklik etkisi"nden doğmamakta, gerçeklik etkisinin aracılığıyla noktalanmaktadır.
Gerçekte, betimlemenin tüketicisi haline gelen seyirci, aynı zamanda kendisi de tükenmektedir.
Özdeşleşme sonucu, perdedeki olayların içine karıştırılan ve bunlarla bir yaşantı birliğine sokulan seyirci, olup bitenleri gözlemleyici bir tavırla inceleyip değerlendiremez. Dolayısıyla, bilinçlenip birtakım kararlar vereceğine, bilinçaltına sokuşturulan yargıları, edilgen (pasif) bir biçimde kabullenmek zorunda bırakılır. Zihinsel üretkenliği köreltilen seyirci, betimlemenin tüketicisi haline getirilir.
Reklam
*Toplumsal içerikli film kavramı Türkiye'deki sinema eleştirmenlerinin sinema literatürüne yaptıkları "dahiyane" bir katkıdır! Bununla anlatılmak istenenin ne olduğu tam bilinmemekle birlikte, okuyucu ve seyirci bu kavramın "ciddi" filmleri işaretlediğini hemen anlayıvermektedir. Oysa bilimsel filmlerin dışında (ki bilimin kendisinin de toplumsal bir belirlenimi olduğu açıktır), toplumsal içerikli olmayan film yoktur. Bütün filmler insan ilişkilerini anlattığına göre, en pespaye seks filmleri ve arabesk filmler de toplumsal içeriklidir. Dolayısıyla bu kavram gerçekte hiçbir şey söylememektedir. Bu kavram, politik olandan duyulan ürküntü motivasyonuyla icat edilmiş olsa gerekir.
insanın temel özelliklerinden başlıcası, yaşama aktif olarak katılma, onu yönlendirme ve değiştirme potansiyeline sahip olmasıdır.
gerçeği yaşamınkinden farklı olmayan bir şekilde, yani "olduğu gibi" algılamaktan öteye gidememekte ve yaşamı güdüleyen yasallıklar üzerinde etkinlik elde edebileceği bir konuma gelememektedir. Yani, filmdeki olaylar ve karakterlerle özdeşleşen seyirci, eleştirel bir bakış açısına sahip olamamakta, olayları, dolayısıyla yaşamı, olduğu gibi kabullenmeye itilmektedir.
"Fotoğraf, realitenin yansıması değil, yansımanın realitesidir." (Brecht)
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.