Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Brunswick Delileri

Muzaffer Oruçoğlu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Sevdiğim kıza ihanet edip, Gonca ile evlendim yirmi yıl önce" diye hüzünlendi Hasan. "Gencecik bir öğretmendim o Zaman. Aşık olduğum kızı bırakıp da , Gonca'yla neden evlendimi anlamış degilim hala" Anlatım biçimi ve sesinden, derin acılar işinde olduğunu düşündü Hasan'ın. Geçmişini öğrenmek, bu Adamı keşfetmek, yerli yerine oturtmaktı en iyisi. Düğün gecesi, masanın üzerine yığılan hediye paketlerinin yanından geçerken, üzerinde kan lekeleri olan bir paket dikkatimi çekti. Kırmızı lekelerin kan mı , boya mı olduğunu çıkaramadım. Çok merak ettim, ayıp olur diye , düğün salonunda açamadım o paketi. Düğünden hemen sonra, Efesos a balayına gittik. Ne ki rahat edemedim. Paketi düşündüm hep. Eve döndüğümüzde hediyelerin bir Köşede yığılı olduğunu gördük. İlkin arayıp o paketi buldum. Kırmızı bir iple bağlanmıştı. Heyecanla açtım. Beze sarılı bir şeydi bu. Sargıyı yavaş yavaş açarken , gittikçe büyüyen kan lekeleriyle karşılaştım. Korktum. Sonunda karşıma , bilekten kesili, narin bir el çıktı. Kıza hediye ettiğim gümüş yüzügün, kesik elin yüzük parmağında parladığını görünce ağladım. Avucunun içine "mutluluklar dilerim bir ömür boyu " cümlesini yazmıştı. Oturup düşündüm günlerce. Bir gün bana, "seni terkedip bir başkasıyla evlenirsem, düğünüme gelirmisin" diye sormuştu. Gelmem demiştim. "Tebrikli hediye de mi göndermezsin " diye üstelemişti. "Sol elimi bileğimden keser gönderirim demiştim" Brunswick delileri Hasan hoca
İnsanlar , ölümden sonra kurdukları yaşam teorisini, yaşadıkları gerçekliğin üzerine oturtuyor. Cezasız, cehennemsiz bir yaşam düşünemiyorlar. Kötü, çok kötü.
Reklam
Okunan her kitap sevinir, çocuk gibi güler. Okunan her kitabın son cümlesi, sırada bekleyen bir kitabın ilk cümlesine uzanır köprü gibi.
Sicilya Tiranı falaris i anımsadı birden. Bakırdan, boğa biçiminde , dev bir kazan yaptırmıştı bu çılgın Tiran. Yenilen isyancıları çırılçıplak soydurarak bu kazana attırıyor , hafif bir Piliç Ateşiyle , demlendire demlendire ısıttırıyordu. Çığlık , yalvarış ,inleyiş ,nağra , uluma ve ağlayışlardan oluşan isyancı feryatları, bu bakır boğanın burun deliklerine yerleştirilen flütler sayesinde ; falaris prelüdü denilen içli bir ezgiye dönüşüyordu. Başta Yunuslar olmak üzere , yavrularıyla birlikte tüm balıklar, bu ezgiyi duyunca, oldukları yerde durup ağlıyorlardı. İşte o Zaman Deniz , sütliman kesiliyor , balıkların gözyaşlarını emerek tuzlanıyor, daha bir mavileşiyordu. Mayasında acı vardı Akdeniz mavisinin…
Kanla çizilmiş bir sınır hattı canlandı Hasan Hoca'nın hayalinde. Sabahattin Ali'nin yağmalanmış cepleri, kırık gözlüğü, sıcaklığını yitirmiş kanlı kafası canlandı.
Sayfa 7 - Bebek Yayın.Kitabı okudu
Özgürlüğümü ve yenilenme aşkımı köstekleyen herşeyi koparıp atmak hakkımdır. Bu hakkımı kullanıyorum ben. Hayır, sen özgürlüğünü buduyorsun ! Elini koparıyorsun ! Yaratıcılığın mimarını, dilini koparıyorsun ! İnsanın konuşan ilk dilidir el ! Atılımın ve felsefenin atasıdır el !
Reklam
"Sevdiğim kıza ihanet edip, Gonca ile evlendim yirmi yıl önce" diye hüzünlendi Hasan. "Gencecik bir öğretmendim o Zaman. Aşık olduğum kızı bırakıp da , Gonca'yla neden evlendimi anlamış degilim hala" Anlatım biçimi ve sesinden, derin acılar işinde olduğunu düşündü Hasan'ın. Geçmişini öğrenmek, bu Adamı keşfetmek, yerli yerine oturtmaktı en iyisi. Düğün gecesi, masanın üzerine yığılan hediye paketlerinin yanından geçerken, üzerinde kan paketleri olan bir paket dikkatimi çekti. Kırmızı lekelerin kan mı , boya mı olduğunu çıkaramadım. Çok merak ettim, ayıp olur diye , düğün salonunda açamadım o paketi. Düğünden hemen sonra, Efesos a balayına gittik. Ne ki rahat edemedim. Paketi düşündüm hep. Eve döndüğümüzde hediyelerin bir Köşede yığılı olduğunu gördük. İlkin arayıp o paketi buldum. Kırmızı bir iple bağlanmıştı. Heyecanla açtım. Beze sarılı bir şeydi bu. Sargıyı yavaş yavaş açarken , gittikçe büyüyen kan lekeleriyle karşılaştım. Korktum. Sonunda karşıma , bilekten kesili, narin bir el çıktı. Kıza hediye ettiğim gümüş yüzügün, kesik elin yüzük parmağında parladığını görünce ağladım. Avucunun içine "mutluluklar dilerim bir ömür boyu " cümlesini yazmıştı. Oturup düşündüm günlerce. Bir gün bana, "seni terkedip bir başkasıyla evlenirsem, düğünüme gelirmisin" diye sormuştu. Gelmem demiştim. "Tebrikli hediye de mi göndermezsin " diye üstelemişti. "Sol elimi bileğimden keser gönderirim demiştim" Brunswick delileri Hasan hoca
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.