Yalnızlık deme bana; ben onu herkesten iyi bilirim... Fakat kendimce sessizce yazan kalemimde yaşarım. Surlar örerim etrafıma; yalnızlığın, yalnız hükümdarıyım ben. Belki bundan çok mustaribim; belki çok mutlu, neye yarar?
- Sen ellerinin arasında kendini aradın mı hiç? Sıcak bir dost gibi dokunabildiğin mi kendine hiç? Soğuk rüzgârların kimlerin kalbinden estiğini düşündün mü hiç? Dost bildiğin kelimeler dudaklarını yakınca susmak zorunda kaldın mı hiç?
Bütün ıssızlığını maviye daldırıp;
"Yalnızlık mürekkep rengidir" deyip tüm beyaz gömleklerine sıçrattın mı hiç?
"Yıldızlara baktım yine sahnedeydiler. Ne söylediklerini anlar gibi olmuştum. Tuttuğum dileklere ne kadar benziyorlardı. Ama elimi uzattığımda yetişemedim. Tıpkı son otobüs gibi."
"Mürekkep rengidir yalnızlık;
Pek çok insanın işi değildir cambazlık...
Bir kaçış, insanın kendine sığınmasıdır yalnızlık.
Kebndini bulan kalabalıklarda yorulmaz..."