Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bu Bir Pipo Değildir

Michel Foucault

En Yeni Bu Bir Pipo Değildir Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Bu Bir Pipo Değildir sözleri ve alıntılarını, en yeni Bu Bir Pipo Değildir kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
bir pipoya tam anlamıyla benzeyen pipo desenine ve yazılı bir metnin desenine tıpatıp benzeyen yazılı metne dönelim şimdi. gerçekten de, çatışma ya da hatta yanyana konulma durumunda olsunlar, bu öğeler, kendi içlerinde taşıyorlarmış gibi göründükleri benzeyişi ortadan kaldırırlar ve yavaş yavaş açık bir andırışlar şebekesi ortaya koyarlar. ama bu açılım, bütün bu desenlerde ve bütün bu sözcüklerde bulmayan "gerçek" pipoya değil, bir kez bu şebekenin içine girdiğinde hayalet (simulacre) yerini ve işlevini alacak olan bütün öteki andırışlı öğelere ( topraktan, lületeşından, ağaçtan vb., yapılmış bütün "gerçek" pipolar da dahil) doğru bir açılımdır. ve "bu bir pipo değildir"in bütün öğeleri, olumsuz gibi görünen bir söylem ortaya koyabilirler ve bunun nedeni benzeyişle birlikte bu benzeyişin kapsadığı gerçeklik iddiasının da olumsuzlanmasının söz konusu olmasıdır; ama aslında, olumlayıcı bir söylemdir; çünkü, burada hayaletin olumlanması, andıranın şebekesi içinde öğenin olumlanması söz konusudur.
bana kalırsa Margritte, andırışı benzeyişten ayırmış ve birincisini ikincisine karşı kullanmıştır. benzeyişte bir "model" vardır ve bu kendisinden çıkarılabilecek olan ve gittikçe silikleşen bütün kopyaları düzenle sıralar ve kademeleştirir. benzeyişin temelinde, buyuran ve sınıflayan bir ilk başvuru noktası vardır. andırış ise, başları da sonları da olmayan, bir yönde olduğu gibi bir başka yönde de izlenebilen ve hiçbir kademeleşmeye boyun eğmeyen, ama kendilerini küçük farklardan yine küçük farklar arasında üretip duran diziler halinde gelişir. benzeyiş, egemenliği altında bulunduğu canlandırmaya hizmet eder; andırış ise, kendisini bir uçtan öbür uca geçen yinelemenin hizmetindedir. benzeyiş, geri getirmek ve tanıtmakla yükümlü olduğu model olarak kendini ortaya koyar; andırış ise, hayaleti (sureti), benzeyenle benzeyen arasındaki belirsiz ve geri dönebilir bir bağlantı olarak dolaştırır.
Reklam
"bu bir pipodur" der demez yeniden başlayıp "bu bir pipo değildir, bir piponun desenidir", "bu bir pipo değil, bu bir pipo diyen ileri-sürüştür", "bu bir pipo değildir, diyen ileri-sürüş, bir pipo değildir", "bu bir pipo değildir ileri-sürüşündeki bu, bir pipo değildir: bu tablo, bu yazılı metin, bir piponun bu deseni, evet bunların hepsi bir pipo değildir.
bu düşünceler, pipo desenli tablo ve "bu bir pipo değildir" kaligrafi yazısının üzerine değildirKitabı okudu
"Nedimeler", Velàzquez'in görülemeyen dü­şüncesinin görülebilir bir imgesidir. Öyleyse görülemeyen kimi zaman görülebilir midir? Yeter ki düşünce, sadece görülebilir figürlerle meydana getirilebilsin.
Sayfa 56 - YKY, 23. Baskı
Düşünce, haz ve acı kadar görülemeyen bir şey.
Sayfa 56 - YKY, 23. Baskı
Magritte, andırışı benzeyişten ayırmış ve birin­ cisini ikincisine karşı kullanmıştır. Benzeyişte bir "model" var­ dır ve bu kendisinden çıkarılabilecek olan ve gittikçe silikleşen bütün kopyalan düzenle sıralar ve kademeleştirir. Benzeyişin temelinde, buyuran ve sınıflayan bir ilk başvuru noktası vardır. Andırış ise, başları da sonları da olmayan, bir yönde olduğu gibi bir başka yönde de izlenebilen ve hiçbir kademeleşmeye boyun eğmeyen, ama kendilerini küçük farklardan yine küçük farklar arasında üretip duran diziler halinde gelişir.
Sayfa 43 - YKY, 23. Baskı
Reklam
Benzeyişle bir şeyi gösteririz, farkla da bir şeyden söz ederiz. Öyle ki, bu iki sistem ne içiçe geçebilir ne de birbirinin içinde erir. Bunlar arasında bir boyun eğme ilişkisinin bulunması gere­kir.
Sayfa 32 - YKY, 23. Baskı
Retorik, dilin doluluğu ve bolluğuyla oynar; farklı sözcüklerle aynı şeyleri iki kez söyleme olanağını kullanır; iki farklı şeyi bir ve aynı sözcükle dile getirmemizi sağlayan dilin aşırı zenginliğinden yararlanır. Retoriğin özü, alegoridedir. Ka­ligram ise, bir mekanda düzene sokulabilir çizgisel öğeler olarak değer taşıyabilen harflerin bu özelliğinden, hem de sessel tözün biricik zincirienişine göre ortaya çıkması gereken göstergeler ol­malarından yararlanır.
Sayfa 24 - YKY, 23. Baskı
Magritte'in gerçeküstücülüğünde de ressamın görüntüleri, egemen varlığı dolayısıyla bir model ya da köken görünümü edinen herhangi bir şeye "benzemez". Bir şey bir başka şeye benziyor dediğimiz zaman, ikincisinin birinciye var­lıksal (ontolojik) olarak üstün ve ondan daha "gerçek" olduğu­nu kastetmiş oluruz. Yani kopya, varlığını uysallıkla kopya etti­ği şeye dayandırır.
Sayfa 13 - YKY, 23. Baskı
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.