Valide Sultanlar, Hatunlar, Hasekiler, Kadınefendiler, Sultanefendiler

Bu Mülkün Kadın Sultanları

Necdet Sakaoğlu

Bu Mülkün Kadın Sultanları Quotes

You can find Bu Mülkün Kadın Sultanları quotes, Bu Mülkün Kadın Sultanları book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
II. Mahmud
O sabah erkenden, padişahın öldüğünü ilk öğrenen Hüsrev Paşa olmuş; Abdülmecid'i, Harem İskelesinden Topkapı Sarayına götürürken bir yandan da cülûs toplarını ateşletmişti. Bu cülûsun bir özelliği; 1648'de Sultan İbrahim'in yerini oğlu IV. Mehmed'in almasından 189 yıl sonra, padişahlığın bir kez daha babadan oğula geçiyor olmasıydı. Kapanışa değin de benzeri cülûs bir daha olmayacaktır.
Sayfa 525 - II. MahmudKitabı okudu
Fatih'ten Vahideddin'e kadar otuz padişahın haremlerindekiler -istisnaları olsa da- İslam hukukunun tanımladığı konumda, "canlı mal" türünden kölelerdi. Müslüman ana babadan doğmuş bir kızın köleliği şer'an caiz görülmediğinden de hareme alınan tutsak kızların gayrımüslim ailelere mensup ve sarayda Müslüman olmaları koşuldu. Fakat son dönemde bu kural gözardı edilmiş, Müslüman Çerkes, Abaza ailelerden kızlar alınmıştır.
Sayfa 18 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Reklam
İstanbul'da tahta çıkan padişahların ilki olan II. Bayezid, babası Fatih'in “Eski" ve "Yeni" saraylarına eklentiler; Galata'da "gılmanân" (içoğlanları) için üçüncü bir saray yaptırdığı gibi Harem-i Padişahi örgütlerini genişletti. Sekizinin adları bilinen cariye eşleri, 7 oğlu, 17 kızı; bunlardan evlenenlerin eşleri ve çocuklarıyla mevcudu yüzü aşan kalabalık bir aileyi temsil etti. Sancakbeyliklerinde görevlendirdiği yetişkin oğullarının; vezirler ve Türk beyleriyle evlendirdiği kızlarının neden olduğu ailevi, siyasi sorunlar yaşadı ve oğlu Selim tarafından tahttan indirildi. Babası II. Mehmed'in eşlerinden söz açmayan Bostanzâde Yahya Efendi, Tarih-i Saf’ta, "Bayezid'in nikâhlı hatunu, Türkmen Beylerinden Emir Alâüddevle'nin kızı Ayşe Hatun olup denizlerin karaların kahramanı, Arap ve Rum ülkelerinin sahibi, sultanların en değerlisi Sultan Selim Han, bu hatunun oğludur. Sultan Bayezid, Ayşe Hatun öldükten sonra odalıklarla düşüp kalkmıştır," diyor. II. Bayezid'in haremi ünsüz hatunlar ve cariyeler dünyasıdır. Eşleri arasında nikâhlı hatun konumundaki ikisi, birer Türkmen soylusudur. O da babası Fatih gibi, bir Dulkadirli kızı (Alâüddevle Bozkurt kızı Ayşe) ile Karamanoğullarından (Nasuh Bey'in kızı Hüsnüşah) bir hatun almıştır. Bayezid'in, Türkmen hanedanlarından kızlar alması kuşkusuz, önceki padişahların evlenişlerindeki gibi siyasi amaçlara dayanıyordu.
Sayfa 180 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Unutulmamalıdır ki, saray haremlerindeki yaşamları yazarak çizerek kurgulayanlar da genellikle erkek beyinleri ve becerileridir. Haremin dışındaki cihan tarihi de baştan başa erkeklerin eseridir. Bundan dolayı, tarihin bütün kahramanlarının künyeleri de daima “baba” adını içeriyor; Örneğin “Ertuğrul oğlu Osman” yeterli bir ön kimlik tanımıdır. “Annesinin adı neden yok?” sorusu zihinlere takılmaz.
Sayfa 12 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Hammer, Osmanlı Tarihi'nde, "Emir Buharî kemal-i takvasıyla beraber yalnız Bayezid'in dostluğunu değil kızlarından birinin de muhabbetini celp edip onunla izdivaç etmiştir," diyerek konuyu kısa geçmişse de bu ilginç öykü, manevi-mistik menakıbnâme çerçevesinden arındırılıp polisiye incelendiğinde, ermişlikle örtülmeye çalışılmış bir skandal ortaya çıkıyor: Bursa'ya 25-30 yaşlarında gelen Emir Sultan, Yıldırım Bayezid'in Rumeli'nde oluşundan yararlanarak kızlarından Hundî'yi ayartıp kaçırmış. Eniştesi Bursa kadısı Molla Fenârî nikahlarını kıymış. Bir başka gerçek daha ortaya çıkıyor ki o da Bursa Sarayının Haremindeki hatunlar, uzak diyarlardan gelen yabancılar kimdir, nicedir, demeden görüşebiliyor, aşıkdaşlık edebiliyorlarmış.
Sayfa 95 - Yıldırım'ın Kızları 'Hundî Fâtıma Hatun'Kitabı okudu
Saray arşivindeki bir belgenin, hazine ve para konularına meraklı III. Mustafa'nın, 1773'te Mihrişah'tan senet karşılığı 231 kese 55 kuruş tutarında borç aldığını göstermesi ilginçtir. "Bâis'i tahrir-i huruf budur ki" diye başlayan senedinde padişah; savaş giderleri ve asker ulufesi nedeniyle iç ve dış hazinelerin boşaldığını, elde avuçta bir akçe kalmadığını; savaşı sürdürmek ve zafer kazanmak için, oğluyla kızlarının annesi kadından aldığı borcu, savaş bittikten sonra, kendi vakıflarının gelirleri fazlasından ödeyeceğini belirtmiş. Borç senedinin yırtılmayıp saklanmış olması; III. Mustafa'nın da savaşlar bitmeden ölmesi, Mihrişah Sultan'ın 231 kese 55 kuruş alacağının ödenmediğini gösteriyor.
Sayfa 458 - III. Mustafa 'Mihrişah Valide Sultan'Kitabı okudu
Reklam
O yılların yabancı bir tanığı Busbecq şunları yazmış: "Türkler arasında umumi surette dolaşan bir iaya göre Süleyman kısmen karısı Roxolana’nın büyüsü yüzünden -Çünkü o hemen hemen bir sihirbaz kadın gibi telakki ediliyordu- oğlu Mustafa'dan o kadar soğumuştu ki onu öldürmek için akıl danışmaya başlamıştı. Bir rivayete göre Mustafa, Rüstem'in ve üvey annesinin kendi aleyhindeki tasavvurlarını sezmiş ve canını kurtarmak için babasını tutuklayarak cebren imparatorluğu ele geçirmek istemiştir." Sahayifü'l-ahbâr'da ise bu konuya şöyle değiniliyor: “Hâtır-i hümayun (padişahın gönlü) şehzâde Mustafa tarafına mâil olup kendüyü veliahd etmeğe azm etmişler idi. Lâkin şehzâde Sultan Bayezid'in li-ebeveyn (ana baba bir) hemşiresi olan Mihrümâh Sultan Rüstem Paşa'nın zevcesi idi. Validesiyle (Hürrem), Sultan Bayezid'e veliahdlık tahsili daiyesine düştüler. Bu maddede Rüstem Paşa'yı hevadâr edüp ânın sâ'y ü nifakı ile maslahat tamam oldu." Bu da sonraki bir tarihçinin yorumudur. Bu açıklamalar doğru kabul edilirse asıl tahrikçinin Mihrümâh, teşvikçisinin annesi Hürrem, planı kuran ve yürütenin de Rüstem Paşa olduğu ortaya çıkıyor.
Sayfa 232 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Tâclı Hatun Bağdat valisi Hulefâ Bey'in kızı, Şah İsmail Safevi'nin eşi. 1514 Çaldıran Muharabesinde tutsak düşmüş. 23 Ağustos 1514'te Yavuz'la gerdeğe girmiş. Çaldıran seferine katılan tarihçi Lutfî Paşa, Tâclı Hatun'un serüvenini anlatmıştır. Tâclı'yı bir süre ordugâhtaki hareminde tutan Yavuz, kimi cariyelerini çevresindekilere verdiği gibi bunu da ulemanın onayıyla musahiblerden şair Tâcizade Cafer Çelebi'ye nikâhlı eş olarak vermiş. 1515'de İstanbul'a dönülünce Cafer Çelebi idam edildiğine göre, Tâclı Hatun bir yılda üç haremden geçtikten sonra dul kalmış! Sonraki yaşamı bilinmiyor.
Sayfa 201 - Yavuz Selim'in HatunlarıKitabı okudu
Hürrem'in, Süleyman'la bir yastığa baş koyduğu yaklaşık kırk yılın ilk on yılını cariye-hasekilikle geçirdikten sonra, 1530'dan ölümüne değin 28 yıl boyunca resmen "haseki sultan" (hür nikâhlı eş) unvanını taşıyarak Muhteşem Süleyman'a kraliçelik ettiği anlaşılıyor. Padişahtan bu onurlandırıcı kimliği elde ettikten bir yıl sonra, 1531'de, özgürlüğünün ve nikâhının armağanı olarak sonuncu çocuğu Cihangir'i doğurdu. Bu şehzâde, "hür ve nikahlı anneden" doğmuş olmakla ağabeylerine bir fark atmış görünse de, fiziksel özürlü -kambur- ve hassastı. Çocukluğunu sarayda annesi Hürrem ve ablası Mihrümâh ile geçirirken belagat (retorik), din, tarih, sanat eğitimi almıştı.
Sayfa 224 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Üçüncü oğlu Cem'in doğumuna -ileride şehzâdelerin taht mücadelesine girişeceklerini düşünerek- memnun olmayan Fatih'in, Harem dairesinde lohusa Çiçek Hatun'un odasına girerek kundaktaki Cem'i öfkeyle yere fırlattığı veya tekme savurup beşiğini yuvarladığı; Çiçek Hatun müthiş bir korkuya kapılırken Cem'in de bu şiddetli savrulma nedeniyle bir gözünün hafif şehla kaldığı, arada sara nöbetine tutulduğu rivayeti; İbn Kemâl'in Tevarih-i Âl-i Osman (VII. Defter)'nındadır.
Sayfa 161 - Fatih Sultan Mehmed 'Çiçek Hatun'Kitabı okudu
176 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.