Valide Sultanlar, Hatunlar, Hasekiler, Kadınefendiler, Sultanefendiler

Bu Mülkün Kadın Sultanları

Necdet Sakaoğlu

Bu Mülkün Kadın Sultanları Posts

You can find Bu Mülkün Kadın Sultanları books, Bu Mülkün Kadın Sultanları quotes and quotes, Bu Mülkün Kadın Sultanları authors, Bu Mülkün Kadın Sultanları reviews and reviews on 1000Kitap.
Ertuğrul'un ailesiyle Söğüt kışlağında, Domaniç Yaylasında Türkmen töresince yaşarken konuğu olduğu bir Ahi fakihinin telkiniyle Müslümanlığı kabul ettiği yorumuna açıktır. Eşi Hayma'nın da Ertuğrul’a uyduğu söylenebilir. Her ikisinin Müslüman olduklarına, küçük oğullarına verdikleri "Osman" adı da kanıt gösterilebilir. Ama bu "kiçi oğul"un adının, "Ataman," “Otman" veya “Aytaman" iken bir yakıştırmayla sonradan Osman'a dönüştürüldüğü de başka bir savdır. Nitekim, Bizanslı tarihçi Nicephorus Gregoras, "Roma ordularının bu mıntıkadan çekilmesinden sonra, denize kadar olan bütün topraklar Türk satrapların hegemonyasına geçti. Olympos civarını ve bütün Bithynia'yı Atman adında biri ele geçirdi," diyor. Dahası, II. Murad'a kadar ilk Osmanoğullarının "Atmani" olarak anıldıklarını açıklıyor. Kimi sikke, tuğra ve kitabelerdeki tartışmalı "Osman" okunuşları dikkate alınmazsa, karşımıza henüz saf Türkmen yapısını koruyan bir aile çıkıyor.
Sayfa 29 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Osmanoğullarının atası Kara Osman'ı doğurup emziren, beşiğin sallayan, Ertuğrul Bey'in eşi yörük kadını kimdi? Ataerkil alışkanlıklarımız bu soruyu aklımıza getirmiyor; tarihler de yazmamış. Kuşkusuz Osman Bey'in bir annesi vardı. Ertuğrul Bey, hanedan atası Kara Osman'ı doğuran bu Türkmen kızıyla töre uyarınca toylar-düğünler yapılarak gerdek çadırına girmişti. Ne yazık ki, Hayma Hatun'un kimliği konusunda tarihlere geçmiş yazılı bilgi yoktur. Ne peygamberin yaşamını anlattığı manzum öyküsüne “Âmine Hatun çün Muhammed ânesi" dizesiyle başlayan Bursalı Süleyman Çelebi, ne 14. ve 15. yzyılların öteki ozanları yazarları; Ertuğrul'un eşi -Osman'ın anası- için ya bir dizecik, ya bir tümcecik yazmamışlar.
Sayfa 27 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Reklam
Fatih'ten Vahideddin'e kadar otuz padişahın haremlerindekiler -istisnaları olsa da- İslam hukukunun tanımladığı konumda, "canlı mal" türünden kölelerdi. Müslüman ana babadan doğmuş bir kızın köleliği şer'an caiz görülmediğinden de hareme alınan tutsak kızların gayrımüslim ailelere mensup ve sarayda Müslüman olmaları koşuldu. Fakat son dönemde bu kural gözardı edilmiş, Müslüman Çerkes, Abaza ailelerden kızlar alınmıştır.
Sayfa 18 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
(…)çocuk doğururlarsa haseki, büyük şehzâdenin anası olurlarsa haseki sultan pâyesini kazanmayı düşlüyorlardı. Fakat bu kolay değildi. Bir kez, haremin padişaha en yakın konumdaki "kâhya," "usta" ve "kalfa" unvanlı şef cariyeleri, valide sultanın veya haseki sultanın işareti üzerine "iskat-ı cenin" (düşük yaptırma) operasyonunda mahirdiler. Bu, ileride tahta geçme davasına düşecek şehzâdelerin sayısını sınırlandırmada başvurulan bir önlemdi. D'Ohsson'un yazdığına göre, düşük yaptırılamayan durumlarda ise doğan çocuk, göbek bağı kesilmeyerek ölüme terk edilebiliyordu.
Sayfa 17 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Haremde haseki, yani padişah eşi olacaklar, daha çocukken yazgı sürprizleriyle gizemli-maceralı bir yaşam evresine giriyor, yurtlarını, ailelerini, asıl kimliklerini yitiriyor; ancak güzellikleri, zekâ pırıltıları, şansları elverirse saray hareminde, acemilik aşamasında büründükleri yeni ad ve kimlikleriyle cariyelik terbiyesinden geçiyorlardı. Aralarından en güzelleri, padişaha sunulabilir kızlara katılıyor; bunlardan Harem adetlerine göre "nâil-i istifraş" (padişahla yatma) şansını yakalayan "gözde" oluyordu.
Sayfa 16 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Padişah kızlarına gelince, babaları küçük yaşlarda çoğunca, servet sahibi yaşlı vezirlerle evlendiriyor; Saray-I Hümayun dışında, beylik saray, konak ve yalılarda oturuyorlar; kocaları ölür ya da idam edilirse ikinci, üçüncü eşlerle evleniyorlardı.
Sayfa 14 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Reklam
159 öğeden 171 ile 159 arasındakiler gösteriliyor.